Bursaspor sezonun ilk yarısını damaklarda kekremsi bir tat bırakarak 21 puanla 11. olarak bitirdi.

Bursaspor, yaşanan onca idari rezilliklere rağmen bana göre saha içinde yapabileceğinin en iyisini yaptı. Samet Aybaba’yı ve futbolcuların özverilerine şapka çıkarıp tebrik edelim.

Elbette özverilerin geri dönüş beklentileri olması insanın fıtratında vardır. Ligin ikinci yarısında özveri gösterme sırası Başkan ve Yönetim Kurulu'ndadır.

Ey Ali Ay! Ligin ikinci yarısında maratonun sonuna doğru giderken, asla yapamayacağın sözler vermeyeceksin yalan söylemeyeceksin. Futbolcu ve personel alacaklarını gününde ödeyemesen de sürekli sallandırıp yuvarlamayacaksın. Ertelediğin gün de ödeyeceksin.

Yoksa neler olacağını sen yaşadın herkesten daha iyi biliyorsun değil mi?

Yalanla peynir gemisi sadece yürümez ama Bursaspor gemisi her an batabilir.

Tut elimi 2016 – 2017 yılına geri dönelim.

Hani senin beşincilikten aşağısı başarısızlıktır dediğin deyip başladığın sezona bakalım.

İlk yarıyı 17 maçta 32 puanla beşinci kapattık değil mi? Sonra ne oldu? Bir yandan yalanların ve yalancıların kulüp binasına karargah kurdu, öte yandan sanki çok lazımmış gibi ara transferde onlarca futbolcu alıp ödeme dengesinin içine ettin.

Bizim 32 puanımız varken düşen takımların ikisinin Adanaspor Gaziantepspor’un 11, son malum şekilde deplasmanda yendiğimiz Trabzon maçında maçta altımıza alabildiğimiz Çaykur Rizespor’un 16 puanı vardı.

2016- 2017 sezonunda aynı hoca ve futbolcularla İkinci yarının kabus gibi geçmesinin sebebini en iyi sen biliyorsun Ali Ay! Bilmiyorsan söyleyeyim. Hocana yalan söyledin. Hocan futbolcularına o yalanı söyledi. Futbolcuların da yalanla karın doymuyor dedi. Bu zincirleme olarak devam edince üç hoca değiştirdin ama yalanlarını değiştirmedin takım çöktü ve son maçta kurtulduk.

Bir de geçen seneye bakalım mı?

2017-2018 sezonuna girerken geçen yıldan ders aldık dedin. Fransız Hoca getirirken, GS'nin eskilerini alıp vitrine koydun. İlk yarıda 3 – 5 – 2 ile epeyi sükse yaptık. 'Sulusal Medyanın Silahşörleri' pozitif futbolumuzu ve bizi överken, Le Guen’e de İstanbul şarkıları söyletiyordu.

17 maçta 25 puanla ligi ilk yarıyı dokuzuncu kapattık. O sezon düşenlerden Karabük 9 puanla önceden beyaz bayrak çekmiş, Gençlerbirliği 14 puanla, Osmanlıspor ise 17 puanla ilk yarıyı kapatmıştı.

İkinci yarı yine yeni yeniden yalanlarla başladı ve zincir kuruldu. Bir önceki sezon aynen tekrarlandı. Abuk sabuk ara transferler futbolcu alacakları, Fransız’ın yalandan bıkması, futbolcuların hepinizden bıkması sonucunda kendi becerimizle değil, rakiplerimizin kendi iplerini çekerek intihar etmeleri ile kümede kalmıştık.

Bu sezon ilk yarıda 21 puan topladık. Yani son iki sezondan az puan topladık. Düşme hattında bayrak çeken takım yok. Bütün takımlar lige asılıyor ve hiçbir maçın mutlak favorisinin olmaması bu sezona damgasını vurdu. Düşme hattındaki bütün takımlar Fenerbahçe’yi yendi. Bir biz yenemedik.

Ve bu kez düşme hattına beş, ligin dibine dokuz puan mesafedeyiz

Samet Hoca durumu iyi idare ediyor ama dediğim gibi ikinci yarılarımız çok ve kesat çetin geçiyor.

Bunun tek nedeni ve sorumlusu var!

O da Ali Ay!

Bu sezonun bir sıkıntısı da bol kiralık ile oynamamızdır. Onlara parasını zamanında vermezsen, tekmeye kafa uzatmazlar. Bu onların formaya ihaneti değil sistemin gerçeğidir.

İkinci yarı futbol iklimi çok sert geçecek ve umarım baharı huzur içinde buluruz ama…

Bari bu sezonun ikinci yarısında yalan günahını işlemeyin. Geçen iki sezonun acılarını unutmayın. Çekirgenin üçüncü kez sıçramasını beklerseniz siz çekip giderken geriye kaldırması imkânsız bir enkaz bırakırsınız.

Hayat makamlar ile devam etmez. Bu sokaklarda başı dik dolaşmak için yalan söylemeyin.

Taraftara söylemeyin, Teknik Direktöre söylemeyin, futbolcuya söylemeyin, taraftara söylemeyin, Bursa’ya söylemeyin…

En önemlisi kendinize söylemeyin!