1970’lerde zamanın en prestijli dergisi olan Ses Dergisi’nin artist yarışması birincisi olarak sinemaya giren dalyan gibi uzun boylu, atletik, sıcak gülüşlü bu adam, zamanın bütün gençleri gibi beni de kıskandırmıştı. Ben lisede tırmalarken o Gazetecilik Yüksek Okulu mezunu olarak bütün genç kızların kartpostallarını ya da dergiden kesilmiş resimlerini sakladığı hepimizin platonik güçlü rakibiydi.

 

İlk filmleri dönemin rüzgârına uygun olarak dört yapraklı yonca olan kadın yıldızlarla çevirdiği romantik filmlerdi ama bence onu gerçek sinema ile tanıştıran “Damat Ferit”i toplumun hafızasına kazıyan Hababam Sınıfı filmleri oldu.

O süreçten sonra sosyal içerikli filmler çevirmeye başladı. Sistemi ve yönetimleri eleştiren filmleri nedeniyle solcu elbisesi giydirilerek, filmleri de bölücü filmler olarak bir kısım uykucu medya tarafından fişlendi. Nehir, Maden, Sürü, Yol, Kanal gibi filmlerde icraatın yanlışlarını, Güneydoğu’nun hizmette ihmal edilmesini, emeğin sömürülmesini ve gelirdeki adaletsizliği sinemaya aktardı. Ülkede adalet yok diye film yaptı. 12 Eylül Cuntası tarafından hapse mâhkum edildi ve hücrede yattı.

Bu dönemi yakışıklı Jön tipinden çok daha gerçek ve halkın yüreğinde yer etmesini sağladı. Politik görüşünü popülarite unsuru olarak kullanmadı. Hatta özenle geri durdu. İçi boş sanatçı müsveddeleri gibi her devrin orta oyuncusu olmadı.

Mesela Silivri’de yapılan ahlaksız yargılamaların karşısında durduğu zaman iktidar ve yalakası olan basın tarafından cuntacı olarak bile suçlandı. Ama o hiçbir zaman ekran bülbülü olmadan inancının gereğini yapıp protest duruşunu değiştirmedi.

Kaderin cilvesine bakın ki; o gün ona cuntacı, yargılayanlara kefiliz diyenler, bugün o mahkemelerin yargıçlarını savcılarını darbeci diye hapislere atıyor. Yani onun 6 sene önce gördüğünü, emrinde olan istihbaratı, devlet imkânları olanlar yeni görüyor.

Tarık Akan Türk Sinemasının medar-ı iftiharıdır. İki klark çekerek, bir sahnede kızı öperek film bitirenlerin aksine bütün filmlerinde emek vardır.

Bazı fikir fukarası zikir yoksunları onun hakkında ileri geri yazıyor. Hayatlarında İslam Çupi, Hasan Pulur, Necip Fazıl gibi düşünen adamlar değil küfürbaz cambazlar olan zavallıları lanetlemek bile lanet israfıdır diye düşünüyorum.

Sen adam gibi adamdın Tarık Akan! Nur içinde yat ve inanıyorum ki; halkına hizmet ettiğin ve kul hakkı ile gitmediğin alemde mekanın cennettir.