Uluslararası hukuk ve siyaset arenasında gerçekleşenleri adeta bir boks maçı seyreder gibi izliyoruz son birkaç gündür. Bildiğiniz gibi geçtiğimiz günlerde Amerika “personel güvenliği” nedeniyle Türkiye’nin vize başvurularını süresiz askıya aldı. ABD’den gelen bu sert kroşenin ardından Türkiye de elbette karşılıksız kalmadı ve kısa bir süre zarfında refleks gösterdi.

Uluslararası hukukta biz buna “misilleme” adını veriyoruz. Kısaca “bir devletin çıkarlarına karşı başka bir devletten gelen fiillere gösterilen, dostluktan uzak karşılık, tepki” olarak değerlendirilen misilleme; egemen eşit devletlerin siyasi ya da ekonomik nedenlerle savaşa varmayan kuvvet kullanma yollarından biridir.

Milletler arası özel hukukta yer alan “münhasır egemenlik” ilkesi gereğince dünya ülkeleri kendi egemenlik sınırları dâhilinde tam yetkiye sahiptirler. Vize uygulaması da devletlerin bu egemenlik yetkilerini kullandıkları alanlardan biridir. Elbette bir ülke kendi sınırlarına kimin girip çıkacağına karar verme yetkisine sahip. Ancak söz konusu bu durum kişi bazında olmayıp, tamamen ülkeye yönelik olduğundan, Türkiye’nin hem hukuki hem de ekonomik boyutlu çıkarlarının ihlali söz konusu oluyor.

Birleşmiş Milletler Anlaşması’nca her ne kadar kuvvet kullanmanın her türlüsü yasaklamış olsa da, misilleme gibi fiziki şiddet ve kuvvet tehdidi içermeyen bazı eylemlerin hukuka uygunluğu açısından tartışmalar mevcut. Özellikle Antlaşma’da yer alan “meşru savunma” hakkının geniş yorumlanması ile misillemenin hukuka uygun olduğu konusundaki görüşler de doktrinde yer alıyor. Ortak kanı ise her ne kadar “dostluktan uzak” olsa da, misilleme fiilinin uluslararası hukuka uygun olması gerekliliği. Ayrıca misilleme fiili bunu gerçekleştirecek devletin takdirinde bir durum olup, karşı devletten gelen fiil ile misilleme yapacak devlet tarafından verilecek tepkinin aynı biçim ya da araçla yapılması ya da aralarında bir denklik olması mühim değil. Misillemede tek sınır, karşı devletin bir hakkına zarar verici nitelikte olmayıp yalnızca “çıkarını” etkileyecek şekilde olmasıdır.

Peki, ABD Büyükelçiliğince yapılan açıklamada “göçmen olmayan vize hizmetleri” ifadesi acaba ne anlama geliyor? Buna göre turistik, iş, geçici çalışma, eğitim veya tıbbi tedavi amacıyla ABD'ye geçici olarak gitmek isteyen kişiler maalesef vize engeliyle karşı karşıya kalacak.  Ayrıca basın mensubu ve gazeteciler, akademik eğitim ve dil öğrencileri de bu liste arasında yer alıyor.