Zamanda yolculuk yapabilir miyiz? 

Bu konu sadece bilim kurgu filmlerinin bir oyunu mu?

Her insan yüz yıllar önce belirli bir tarihte yaşadığını hayal etmiş ya da geleceğe gitmek istemiştir.

Her düşünceye göre değişen bu zaman, aylar, yıllar belki de asırlar sonrasının veyahut öncesinin hayalini düşündürmüştür.

Her sıradan insanın aklında olan bu düşünceler bilim insanlarının da aklında bulunmuş ve birçok teori ortaya atılmıştır.

Bazısı zamanına göre mantıklı bulunmuş, kabul görmüş fakat sonrasında yeni gelen teoriler eski teorileri çürütmüştür.

Peki bir çok teori ortaya atılmasına rağmen insanoğlu zamanda yolculuk yapmayı başarmış mıdır?

Bilim, zamanda yolculuk konusunu başaramamış olsa da reddetmiyor.

İçinde büyük bir bilinmeyeni barındıran kara deliklerde zaman yolcuğunun mümkün olabileceği tezini ilk kez 1935 yılında ünlü bilim insanı Albert Einstein tarafından ileri sürüldü.

O günden bu yana kara deliklerin varlığı tartışılsa da sonuçta bu varlıkların tespiti yapılmıştır.

Astrofizikçilerin en güçlü teleskoplarla dahi göremediği bu kara deliklerin tespiti var olduğu yerin çevresine ultra yoğun röntgen ışıkları göndermektir. Aşırı güçlü çekim gücüne sahip bu kara delikler bu röntgen ışıklarını adeta yutmaya başlar ve o yerde varlığını belli eder.

Asırlar boyu uzayın derinliklerinde yaşamını sürdüren yıldızlar öldükleri zaman ölçüleri hızla küçülür. En küçük halini alan bu sönmüş yıldızlar boyut olarak çok küçük ama kütle olarak çok ağır cisimlere dönüşür.

Kara delikler, bizim dünyamızdan milyarlarca kat fazla çekim gücüne sahiptir. Kara deliğin çekim gücünden kurtulmak ya da içerisinden geçebilmek için ışık hızını aşmamız gerekir.

Eğer bu hızı aşan araçlar yapabilirsek zamanda yolculuk yapabilir. Yani içinde bulunduğumuz bir araç ışık hızını aşar ise artık farklı bir boyuta geçebiliriz.

Başka bir boyuttayken dünyamızdaki gibi bir adım ileri atıp başka bir galaksiye gidebilir. Geri döner ve güneşin var oluşuna şahit olabiliriz. Korku ve heyecan verici bu durum insan aklının almadığı bir nokta. Zaman yolculuğu konusunda bir klasik haline gelen bilimsel bir örnekten bahsetmek gerekirse insanın imkânsızları aşabileceği mümkün olabilir.

Bir hızlı trenin içinde olduğumuzu düşünelim. Bu hızlı trenin rayları dünyayı sarmakta. İstasyondan kalkan bu tren zamanla hızlanarak ışık hızına yaklaşmakta veyahut geçmektedir. Bu dünyanın çevresini 1 saniye de 7 defa dönecek kadar hıza ulaşmak demektir.  Bu hızla giden bir tren zaman olgusunu aşabilir. Işık hızına ulaştığımızda tren içinde zaman yavaşlar, dışarıda ise zaman aynı şekilde akmaya devam etmektedir. Trenin içerisinde yavaşlayan zaman ile 1 hafta boyunca yolculuk yaptıktan sonra aynı istasyonda duralım. Bizler tren ile 1 hafta yolculuk yaptık fakat bize göre dışarıda zaman öyle hızlı akmıştır ki indiğimizde 100 yıl sonra ile karşılaşabiliriz. Fakat bu zamanımızda mümkün değildir.

Bu konu üzerinden birçok yeni teori ileri sürülmüştür. Bunlarda biri ise kelebek etkisi denilen teoridir. Kelebek etkisi ismi verilen teori ise kendini şu şekilde açıklar; Bir insanın geçmişe gittiğini farz edelim. Geçmişe gidip yaptığı bir eylem tüm evrenin dengesini değiştirebilir. Bir örnek vermek gerekirse bir grup insanın geçmişe dinozorlar çağına gidiyor. Hiç bir eylem gerçekleşmemesi için hatta bir çimen dahi ezilmemesi için yer çekimsiz bir ortamda ilerliyorlar. O sırada bir trenden korkan kişi bir kelebek öldürüyor. Kendi zamanlarına geri döndüklerinde ise her şeyin değiştiği görüyorlar. Yapıların, insanların hatta konuştukları dilin bile değiştiğini görüyorlar.

Kelebek etkisi teorisi kendini bu şekilde açıklıyor. Bilim insanları buna kanıt olarak mamutların hiç bir doğal neden ile ölmediklerinin, o çağda bulunmayan bir grip salgınından dolayı soylarının tükendiğini söylemekte. Yani bu grip türünün ileri ki zamandan geçmişe giden birilerinden mamutlara geçtiğini ve daha önce bu şekilde bir virüs ile hiç karşılamayan mamutların karşı koyamadığı ve soylarının tükendiği iddia edilmektedir.

Bu olayın başlıkları zaman, hız ve boyuttan oluşmaktadır. Aslında matematiksel olarak mümkün olan bir konu fizikte mümkün değildir. Yani matematiksel olarak ışık hızını aşarsak evrenimizin boyutu olan 3. boyuttan farklı bir boyuta geçmiş olur geçmişe ve geleceğe gidebiliriz.

Ünlü fizikçi Einstein'a göre ise ışık hızını aşmak mümkün değildir. Çünkü ışık hızı evrenin limit hızıdır. Işık hızını neden geçemeyiz sorusuna gelirsek, kütlesizden hiç bir şey daha kütlesiz olamaz.

Evrenimizde ışık hızını aşmak imkânsız gibi görünüyor. Bunun nedeni ise 3 boyutlu evrenimizin bu şekilde var oluşundan dolayıdır. Geleceğe gitmek evrenimizin fizik kanunlarına göre şu zamanda imkânsız olarak görünüyor. Yinede gelişen dünyamızda insanın neler yapabileceğini bilemeyiz. Zaman her şeyin başlangıcıdır.