Kimsenin ne bir dakika eksik ne de bir dakika fazla ayrıcalığı olmayan tek kavram. 

İnsanların çoğunluğunun boşa geçirmekte olduğu şey. Kıyamete kadar durdurulamayan, müdahale edilemeyen, akıp gitmeye devam eden ve herkese eşit yağandır. 

Zaman… 

Onu genişletebiliriz 

Ben bir Karadeniz kızıyım ve doğayı seviyorum. Bunu doğayla baş başa kaldığım zaman yapabiliyorum. Doğa da kısa bir süre kalmış olan herkes zamanı genişletebilmiştir ama yanınızda teknolojik zaman öldürücüler olmayacak. İlk önce temiz havadan dolayı erken kalkacaksınız. Sizi kuşların ötüşü karşılayacak. Buz gibi hava yavaştan ısınmaya başlıyor. Her taraf yeşil ve güzel bir kahvaltı. Güneş hiç acele etmeden göğün tepesine varacak. Hayatta kalabilmen için yapman gereken işlerini, üretimini halledeceksin. Yanında sevdiklerinle. 

Dışarı çıkacaksın. 

Hayvanlarla iç içe bir hayat. Seveceksin, oyun oynayacaksın onlarla. 

Sonra akşam olacak. Ufukta bir kaç yıldız ve sonra bir bakmışsın binlerce ışık evrende dans ediyor. 

Böceklerin sesleri, kurbağa ve köpeklerin seslerine karışmış. 

Sonra anlayacaksın doğayla baş başa kaldığında zamanın nasıl genişlediğini…

Uyuyacaksın, tekrar uyanacaksın ve tekrar kuş sesleri...

***

Tabi henüz emekli değilim ama böyle bir yaşam tarzına ilgim hep oldu.  

En azından bazı zamanlar…

Paranın değerli olmadığı bir hayat istiyorum.

İnsanların kendi üretimlerini kendileri yaptığı. Kötülerin olmadığı hileli gıdalarla insanların aldatılmadığı, katletmelerin, tecavüzlerin olmadığı korkusuz bir hayat…

Ben zamanı hissetmek istiyorum… 

Zamanın içinde çürümek değil. 

İnsanların binalardan, betonlardan daha fazla şeylere ihtiyacı var. 

Zamanın uzunluğu ve ruhu olduğu gibi bir de derinliği var. 

Her şeyde olduğu gibi… 

Sadece çizgisel bir şey mi?

Hayır, konu başlığından bahsetmiyorum. 

Bir de onun derinliği var. 

Ben o derinliğe inmek istiyorum. 

Ama böyle güzel ‘zaman’

İçine sine sine…

***

Zamanda gezinmek için: Oku

Zamandan kaçmak için: Müzik dinle 

Zamanı serbestleştirmek için: Havayı solu 

Zamanı hissetmek için: Yaz 

Zamanı genişletebilmek için: Doğayla barış

Zamanın iplerini biz almalıyız elimize…

Biz yönetmeliyiz… 

***

Kendisiyle aynı zamanda nefes aldığım bir deha vardı 

Stephan Hawking.

Dile getirmeden, yazıma dökmeden edemiyorum. Öldüğünü öğrendiğim gün bir kursta eğitim görüyordum. Boğazım düğümlenmişti.

"Hayat varsa umut da vardır" diyen bir dehayı kaybetmiştik. 

Sevgili Hawking, evrenin ve zamanın devasa büyüklüğü içinde bilgiyi var etme umudunu aşılıyordu bize. En azından benim için böyleydi. Onunla aynı çağda yaşamış olmam büyük onur. 

Üstadın, zaman üzerine üç öğüdü küpedir kulağıma...

Bir, "Yaşadığınız zaman içerisinde üretimi asla bırakmayın. Bu size anlam ve amaç verir." 

İki, "Ayaklarınıza değil, yıldızlara bakın. Bu kısa zaman içerisinde gördüğünüz şeylerin mantığını arayın."

Üç, "Zamanın iplerini elinize alın. Onu siz yönetin."

Zaman...

Çizgisel değil.

Onun bir de derinliği var.

Her an...