Mis kokulu hamur, kıyma ve yoğurdun, özellikle de sarımsaklı yoğurdun muhteşem uyumu… Üzerine bir de tereyağlı, biberli sos.

Oldukça zahmetli bir yemek olan mantı. Hamur  incecik açılır. İçerisine harika uyuma sahip mantı malzemesi konur ve yine o usta eller tarafından bohça ya da üçgen şeklinde kapatılır.

Daha bir çok şekle bürünse de mantı bir çoğumuz için vazgeçilmez lezzetlerden biridir.

Mantı, değişik ülkelerde değişik isimler ve şekiller almış, farklı iç malzeme ve soslar ile servis ediliyor. Türkler için mantı başlı başına bir yemek olup, bazen haşlanıp, bazen kızartılıp,  bazense buharda pişirilerek bir sosla servis edilen bir yemektir.”

Türklerin bildiği mantının çeşitleri yine Türklerin yaşamış olduğu Orta Asya ve Kafkasya’da bulunan lezzetlerden ortaya çıkmıştır. Mantı ve çeşitleri aslında nesilden  nesile  paylaşılan kültürel bir mirası ortaya koymaktadır. Mantı dendiği zaman, içi dolgulu hamur parçasına verilen genel bir isim olarak kabul edilir, ancak bir çok  farklı şekilleri ve isimleri mevcuttur.

Mantının malzemesi her zaman kıyma olmayabilir. Orta Asya ülkelerinde ve bizde, mantının içine çok çeşitli malzemeler konur. Patates, kuşbaşı et, nohut, mercimek ve tavuk eti mantının başlıca iç harçları olmuştur. Bu iç malzeme çeşitliliği mantının pişiriliş şekline de ilham vermiş olacak ki, mantı yöreye bağlı olarak fırında, buharda, kızartılarak ya da haşlanarak pişirilebilir.

Mantıyı ilk keşfedenler kimlerdi?

Mantının kökeni  Çin’e dayanıyor. Adını da Çin-Kore kökenli “mantou” sözcüğünden almıştır.

Bizim şu anda mantıyı seviyor ve yiyor olmamızın nedeni ise Orta Asya Türkleri…

Çünkü mantıyı  Çinliler’den 13. yüzyılda öğrenenler Orta Asya Türkleri…

Mantı Anadolu’da da çok eski tarihlerden beri yenen bir yemek. Üstelik Osmanlı saray mutfağında çok önemli bir yeri vardı.

Bursa da bu işi hakkıyla yapan işletmelerden biri de  Fatih Sultan Mehmet Bulvarında  bulunan, ‘’Dünyadan Mantılar’’ birbirinden lezzetli Orta Asya ve geleneksel mantı deneyimi yaşamak isterseniz kesinlikle öneririm.