“Dünyadaki en güçlü insanlar kimlerdir diye sorsalar; kendi başının çaresine bakmayı öğrenmiş kadınlardır derdim…”

Demiş Şair Cemal Süreya

Katılmamak mümkün mü?

Gerçekten de kadınlar, sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada kendi başlarının çaresine bakıyor artık

Genelleme yapmayacağım ama peki kadın güçlendikçe sizin ahlakınız neden bozuluyor?

Yoksa doğuştan mı ahlaksızsınız?

Çocuklarınızın annesini çocuklarınızın gözü önünde katledeceksiniz, sonra ‘cennet annelerin ayakları altındadır’ diyeceksiniz.

9 yaşındaki kız çocuğunu kendine karı yapmaktan utanmayacaksın. Sonra “Peygamber efendimiz de erken yaşta kız aldı’ diyip, dini kötü emellerine alet edeceksin!

Tecavüze uğrayan, katledilen kadınlar için ‘O saatte orada ne işi varmış’ ‘nasıl giyinmiş’ diyip tecavüzü meşrulaştıracaksınız

Sonra ‘ahlaklı bir insanım’ diyeceksiniz

‘Kadınlar çiçektir’ diyip nerde güçlü, başarılı, özgüveni yüksek kadın gördüğünde ‘yollu’ demekten çekinmeyeceksiniz.

Aa ama pardon siz alt dudağını büküp ‘aşkitoom ben beceremem sen kaslı kollarınla hallet’ diyen kadınları tercih ediyordunuz dimi.

Yemişim senin ahlakını

Bugün belki topraklarımız, vatanımız için savaşmıyoruz ama gerekirse onu da başaracak gücümüz olduğunu biliyoruz. Biz bugün sadece güçlü olmaya hakkımız olduğunu göstermek için savaşıyoruz.

Çünkü biliyoruz ki biz istersek her şeyi başarabiliriz.

Hani şu anda etrafımızda birçok yaşam koçları varya… Kadının içindeki gücü uyandırmaya çalışıyor.

Belki de kadının içindeki gücü uyandırmadan önce erkeğe bu güçten korkmamasını öğretmek gerekiyor.

Onlara kadının güçlü olmasının kendilerini de güçlendireceğini göstermek gerekiyor.

Hiçbir kadın ezebileceği bir erkekle beraber olmak istemez. Güçlü kadının tek derdi güce ortak olmak. İlişki dediğin de ortaklık değil mi zaten? O yüzden “Eş” ya da “Partner” denmiyor mu taraflara?

Bunun farkına varmanız dileğiyle…