Dün 1 Ekim Yaşlılar Günü’ydü. Salgın başladı başlayanı belki de en sevgisiz kalan, en mağdur edilen kesim oldu yaşlılarımız. Kimi yasak getirilince tepki gösterdi, kimi dışarı çıkma saatini bekledi, kimi torununa sarılamadı, kimi hayatını kaybetti. Rabbim o günleri bir daha yaşatmasın diyelim ve asıl konumuza dönelim.

Neden 1 Ekim Yaşlılar Günü olarak anılıyor derseniz. Yaşlı nüfus artış hızına paralel olarak yaşlılık ve yaşlı sağlığı konularında farkındalık yaratmak amacıyla tüm dünyada 1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü olarak anılıyor.

Aslında bu tamamen tesadüf oldu benim için. Dün sosyal medyada bir video gördüm. Gelin kaynana atışmaları ülkemizde çok yaygın biliyorsunuz. Evet hala duyuyoruz ‘kaynanam şöyle, gelinim böyle’ diye. Ama dünkü canlı yayında ben izlerken kanım dondu. Bir gelin kaynanasını ekrana almış dalga geçer gibi. Dans ettiriyor. Yaşlı teyzemin yaşı 80-90 var. Çünkü yaşadığı yılların yorgunluğu yüzünden belli ediyordu. Sanırım alzheimera yakalanmış. Elini bile kaldıramaz haldeydi. Ama gelin hanım ‘hadi anne oynamaya devam’ deyip deyip kolunu kaldırıyordu. Teyzenin yüzünde küçük bir gülümseme bile yoktu. Belki de diyeceksiniz ya arkadaş belki de eğleniyorlardır. Hayır gelin hanım eğleniyordu ama teyze hayatından bıkmış bir şekilde gelininin yapmasını istediği şeyleri yapmaya çalışıyordu. Bu kadar da olmaz dediğinizi duyar gibiyim. Bu kadarı oluyor hem de daha fazlası oluyor.

Belki çoğunuzun karşısına çıkmıştır pandemide yaşlı bir amcanın çaresizliğini gösteren video. Amca sokakta dolanırken bir polis geliyor ve amcaya dışarı çıkmasının yasak olduğunu söylüyor. Ama birden amcanın gözlerinden yaşlar damlıyor ve yürek yakan sözü söylüyor ‘oğlum gelinim gündüz evde durmamı istemiyor, bende rahatsız etmemek için çıktım. Zaten bir yere gitmiyorum şuracıkta birkaç saat oturayım evime gideceğim’… Bu sözler bizi de utandırdı. Amcanın o kadar utanır o kadar mahcup bir hali vardı ki. Amca sen utanma biz utanalım senin yerine. Sana bu hayatı reva gören utansın.

Kimi çocuk şanslı doğar, iyi bir anne-babaya sahiptir. Kimi çocuk da şansız doğar çünkü sorumsuz bir anne-babaya sahiptir. İşte yaşlılar içinde böyledir. Kimi yaşlı şanslıdır onu seven sarmalayan, onu hiç kimseye değişmeyen çocukları, torunları ailesi vardır. Ama kimi ise dünyanın derdine düşmüş başucunda sıkıntı çeken, her gün günden güne eriyen yaşlı annesini-babasını görmez.

Bir bebek nasıl bakıma sevgiye muhtaçsa onlarda sevgiye ve bakıma muhtaçtır. Yaşlılarımızı sevelim ve sayalım!

Her yaşlıda kendi geleceğimizi görebiliriz. Bugünün ihtiyarları dünün gençleri olduğu gibi, bugünün gençleri de yarının ihtiyarları olacaktır.