18-24 Mart Yaşlılara saygı haftasıdır.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2018 istatistikleriyle yaşlıların verilerini paylaştı.
Yaşam sürecimiz anne karnında başlar. Dünya’ya gelişimizle bebeklik, çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemi...
Yaşlılık aynı zamanda yaşamın son devresi ve evresidir deseler de ben ömrün ikinci baharı diyerek moral motivasyonu yükseklerde tutayım...
Hekimlerin piri İbni- Sina’ya göre yaşlılık 65 yaşında başlar.
Tabi o günün koşulları ile bugünün yaşam ve beslenme koşulları çok değişse de ana kurallar pek değişmiyor.
Yaşlı nüfus olarak kabul edilen 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus, 2014 yılında 6 milyon 192 bin 962 kişi iken son beş yılda yüzde 16 artarak 2018 yılında 7 milyon 186 bin 204 kişi oldu. Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2014 yılında yüzde 8 iken, 2018 yılında yüzde 8,8'e yükseldi.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranının yüzde 10’u geçmesi nüfusun yaşlanmasıdır.
2012 yılında 65 ve daha yukarı yaştaki nüfus oranı yüzde 7,5 idi.
Yaşlı nüfus oranının 2023 yılında yüzde 10,2, 2030 yılında yüzde 12,9, 2040 yılında yüzde 16,3, 2060 yılında yüzde 22,6 ve 2080 yılında yüzde 25,6 olacağı öngörülüyor.
Dünya nüfusunun 2018 yılında yüzde 9,1'ini yaşlı nüfus oluşturdu. En yüksek yaşlı nüfus oranına sahip ilk üç ülke sırasıyla yüzde 33,2 ile Monaco, yüzde 28,4 ile Japonya ve yüzde 22,4 ile Almanya oldu. Türkiye bu sıralamada 167 ülke arasında 66. sırada yer aldı.
Hayat tabloları, 2015-2017 sonuçlarına göre, doğuşta beklenen yaşam süresi Türkiye geneli için 78 yıl, erkekler için 75,3 yıl ve kadınlar için 80,8 yıl oldu.
Yaşlı nüfus oranının en yüksek olduğu il, 2018 yılında yüzde 18,3 ile Sinop oldu. Sinop’u yüzde 17,1 ile Kastamonu, yüzde 15,7 ile Artvin izledi. Yaşlı nüfus oranının en düşük olduğu iller ise yüzde 3,2 ile Şırnak ve Hakkari oldu.
Okuma yazma bilmeyen yaşlı nüfus oranı, 2013 yılında yüzde 23,9 iken 2017 yılında yüzde 19,6'ya düştü.
2017 yılında 15-64 yaş grubunda işgücüne katılma oranı yüzde 52,8 iken yaşlı nüfusun işgücüne katılma oranı yüzde 12,2 olarak gerçekleşti.
2017 yılında yaşlı nüfusun yüzde 68,7'sinin tarım sektöründe, yüzde 24,2'sinin ise hizmetler sektöründe yer aldığı verilen bilgiler arasında.
2017 yılında ölen yaşlıların yüzde 45,1'i dolaşım sistemi hastalıkları nedeniyle hayatını kaybetti. Bu hastalığı ikinci sırada yüzde 16,2 ile iyi huylu ve kötü huylu tümörler, üçüncü sırada ise yüzde 14,2 ile solunum sistemi hastalıkları takip etti.
Alzheimer hastalığından hayatını kaybeden yaşlıların sayısı ise 2013 yılında 8 bin 797 iken 2017 yılında 13 bin 601'e yükseldi.
Mutlu olduğunu beyan eden yaşlı bireylerin oranı 2017 yılında yüzde 66,1 iken bu oran 2018 yılında yüzde 61,2'ye düştü.
Yaşlı bireylerin 2018 yılında en önemli mutluluk kaynağı yüzde 71 ile aileleri oldu. İkinci sırada ise yüzde 14,4 ile çocukları oldu.
İnternet kullanan 65-74 yaş grubundaki yaşlı bireylerin oranı 2014 yılı Nisan ayında yüzde 5 iken bu oran 2018 yılının aynı ayında yüzde 17'ye yükseldi.
Bizler yaşlılarımızın tecrübelerinden istifade etmeliyiz.
Yaşlılara her daim saygı göstermeliyiz.
Bir gün hepimiz yaşlanacağız. Bize yapılmasını istemediğimiz bir şeyi başkasına yapmamak lazım.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Bir milletin yaşlı vatandaşlarına ve emeklilerine karşı tutumu; o milletin yaşama kudretinin en önemli kıstasıdır" diyerek ne güzel hedef koymuş.
Emekli maaşı kişiyi emekleme dönemine geri getirmemeli.
İnsanca yaşamasını sürdürecek düzeye hep beraber daha çok çalışarak güçlenerek getirmeliyiz.
Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa (s.a.v.) "Küçüklerimize şefkat göstermeyen ve büyüklerimizin kadrini bilmeyen bizden değildir"
"Yaşından dolayı bir yaşlıya hürmet eden gence, Allah yaşlılığında hürmet edecek kimseleri nasip eder" buyuruyor.
Eski Türk toplumlarında ‘Aksakallı’,'Aksaçlı' diye saygıyla anılan yaşlılar, toplumun sıkıntılarının çözüme kavuşturulmasında büyük rol oynamışlardır.
Ne ekersek onu biçeriz.
Her yaşlı insan son devresinde, ikinci baharında huzur, mutluluk, güven, sağlık, saygı ve sevgi içinde yolculuğunu tamamlamalı
