Neyi? Kanal İstanbul'u
İktidar bu Kanal'ı yapma kararında diretiyor.
Ancak  bu projeyi kamuoyuna kabul ettirme noktasında ciddi sıkıntılar yaşadığı da bir gerçek.
Hiç bir kamu yararı olmayan  ve bunun da farkında olan toplumu ikna etmek iktidarı oldukça zorlayacağı ortada.
Bu projenin tanıtım materyallerinde  ülkemiz adına sanki çok fazla katma değeri olacak bir yatırım gibi gösterilme gayretleri var.
Bu uğurda dünyada benzer projeler de örnek gösteriliyor.
Örnek gösterilenlerin arasında  Süveyş  ve Panama kanalları da var ama  Kanal İstanbul'u bunlara emsal göstermeye kalkışmak çok da inandırıcı değil zira bu kanallar İstanbul kanalı ile kıyaslanamayacak kadar  rasyonel katkıları var.
Bu iki kanal aşırı derecede katma değeri yüksek kanallardır.
Ve bundan dolayı bunların yapımı ihtiyaçtan  öte zaruret olmuştu.
Oysa Kanal İstanbul'un hiç bir aciliyeti olmadığı gibi herhangi bir hayati fonksiyonu da yoktur.
Süveyş kanalı, Afrika kıtasını boydan boya dolaşmak zorunda kalınmadan Akdeniz'i  Kızıldeniz aracılığı ile Hint okyanusuna bağlanması  için 1869 senesinde açılmıştır.
Yani Avrupa ile Uzakdoğu arasındaki deniz yolunu kısaltarak insanoğluna tarihte en fazla  katkı yapan tesislerden biridir.
Aynı şekilde Panama kanalı da  Güney Amerika kıtasını boydan boya dolaşmak zorunda kalmadan Atlas okyanusu ile Pasifik okyanusunu birleştirmek için inşa edilmiş bir kanaldır.
Bir de bu kanallar örnek gösterilerek inşa edilmeye çalışılan Kanal İstanbul var.
Bir kaç kilometre ötede zaten gemi geçişi için müsait bir boğaz varken yeni bir kanal yapmaya kalkışmak sosyal yaşam ve doğa açısından tam bir akla ziyan girişimdir.
Diğer bir bahane de güya boğaz trafiği yoğunmuş ve ileriki yıllarda bu trafik çok daha yoğun olacağından  kazalara davetiye çıkarıyormuş.
Sanki yeni kanalda gemi kazaları olmayacak diye bir şey söz konusu.
Kaldı ki geleceğin dünyasında kara ve deniz taşımacılığı zamandan tasarruf  açısından yerini hava taşımacılığına bırakacak.
Diğer yandan gemiler sanki oradan geçmek zorundaymış gibi geçiş ücretleri alınarak bütçeye katkı sağlanacağı da ileri sürülüyor.
Boğazdan bedava geçmek varken neden para ödesinler ki.
Ama zaten asıl mesele kanal değil ki.
Mesele kanalın etrafındaki yapılaşma dan elde edilecek astronomik rant.
Bir de bazı dış ülkeler askeri gemilerini geçirmek için bu kanalın yapımına ısrar ettikleri mevzusu  var.
Ama bu hipotez günümüz dünyasında gerçeklikten çok uzak.
Hava yoluyla istedikleri teçhizatları istedikleri yere taşıma imkanları varken neden böyle bir kanala ihtiyaçları olsun ki.
Bu gerekçe komplo teorisi meraklıların tezinden öteye bir şey değil.
Bu tür mega projelerde öncelikle bakılması gereken husus devlet ve millet yararı olup olmadığıdır.
Stratejik önemi var mıdır, insan hayatını kolaylaştırıcı etkisi var mıdır?
Bu tür büyük maliyetli projelerin kar- zarar açısından birçok denklemi olur ama olmazsa olmaz iki en önemli kriter bunlardır.
İkisi de söz konusu değil.
Kaldı ki, velev ki var.
Ülke bulunduğu ekonomik buhran içindeyken bu projede aceleci davranmak ne kadar akılcı ve kamu yararı olan bir yaklaşım?
Nereden bakarsanız bakın bu kanalın tek bir olumlu yanı olmadığı gibi tarımsal, ekolojik,çevresel ve jeolojik açıdan sayısız zararları söz konusu.
Bu tür irrasyonel  bir projede ısrar etmek siyasi intihar ile eşanlamlıdır.
Belki iktidar bu güne kadar her türlü olumsuzluğun üstesinden gelmiş olabilir ama bu kanal çok farklı sonuçlar doğuracaktır.
Biz uyaralım da, sonra kimse uyarmadı demesin.