Hafta başında Sağlık Bakanı açıkladı:

Her dört çocuktan biri obez.

Bu çok ciddi bir istatistik.

Obezitenin zararlarını saymaya gerek yok.

Burada asıl dikkat çekici husus, daha çocuk yaştaki nüfusumuzun çok önemli bir kısmının bu durumlara düşmesi.

Yapılan bazı araştırmalarda obezite, fiziksel yan etkilerinin yanı sıra çocukların zeka gelişimini de olumsuz etkilediği yönünde. Ama burada belki daha derinlemesine araştırılması gereken konu, zeka gelişimindeki yavaşlamanın obezitenin kendisinden ziyade, obeziteye sebep olan etkenlerden olup olmadığı hususu olmalı.

Geçen ayki yazımızda;

Son yıllarda inanılmaz artış gösteren otistik çocukların geriye dönük hikayelerinde gerek anne karnındayken, gerek bebeklik dönemlerinde vitamin ve benzeri takviye gıdaların alındığı tespit edildiğini paylaşmıştık.

Çocuk hekimlerinin yaptıkları araştırmalarda, anne sütü almayan çocuklarda otizm görülme oranı çok fazla olduğu görülmüş.

Oysa burada asıl sebep anne sütünün eksikliğinden çok, anne sütü yerine verilen takviye gıdalardır.

Araştırmalar esas bu çerçevede ele alınmalıdır.

Bizim tezimizi destekleyen husus şudur:

Daha önceki yıllarda hazır mamalar gibi takviye gıdalar piyasada yokken birçok anne, sütü yetmediği için bebeklerini, inek sütü gibi farklı doğal besinlerle beslemelerine rağmen o dönemlerde otizm oranları bu inanılmaz oranlarda değildi.

Yani burada "suçlu" anne sütü eksikliğinden ziyade, anne sütü yerine kullanılan takviyelerdir.

Aynı durumlar obez çocuklar için de geçerlidir.

Obez çocuklarda tespit edilen zeka gelişimindeki yavaşlama obezitenin kendisinden ziyade, bu çocukları obez olmaya sürükleyen sebeplerdedir.

Zira geçmişe ve günümüze bakıldığında bilim insanından siyasetçisine, yazarından sanatçısına bunlardan birçoğu obez  olduğu görülecektir.

Yani burada sorun obezitenin kendisi değil, obeziteye sebep olan faktördür.

Son yıllarda obez çocukların artması tesadüf değildir.

Bunların beslenme alışkanlıkları araştırıldığında hep aynı şey görülecektir ki kendi çapımızda sınırlı da olsa, geriye dönük  yaptığımız  araştırmalarda obezite ile beraber algılama ve kavrama yeteneklerinde düşüklük olan ve dolayısıyla okulda da yaşıtlarına göre daha başarısız olan çocukların beslenme alışkanlıklarında belli yaşa kadar alınan hazır mamalar ve daha sonra bunu bebe ve çocuk bisküvileri ile devam ettirenlerin arasında inanılmaz bağlantı  olduğu görülmekte.

Bu konuda çok daha kapsamlı ve derinlemesine bilimsel araştırmalar yapılmalıdır.

Çünkü istatistikler yalan söylemez.

Her geçen yıl bu oranlar aritmetik değil, geometrik progresyon ile artmakta.

İşin kötü tarafı, bu olayların sadece obezite ile sınırlı olmamasıdır.

Son yirmi yıldır çocukluklarda görülen diyabet veya kalıcı hasarlara  sebep olan  benzeri hastalıklarda da inanılmaz patlama yaşanmakta.

Bundan dolayı Sağlık Bakanlığı artık ortaya çıkmış hastalıklarla mücadele etme yerine asıl bu hastalıklara sebep olan etkenlere yönelik tedbir yolları aramalı.

Yani burada esas olan obezite ile mücadele yollarını aramak ve geliştirmek değildir.

Asıl önemli olan bu duruma sebep olan nedenleri tespit etmek ve önleyici tedbirler almaktır.