İDO'dan utandık!

Yer İDO...

Yolculuk başladı.

Yolculardan yabancı uyruklu biri, büfeye giderek TÜRK KAHVESİ almak istedi.

Satıcı "YOK" dedi!

Türk kahvesi yoktu ama her türlü kahve vardı!

Yabancı uyruklu yolcu, büfede bulunan görevliye şöyle diyordu; "Burası Türkiye değil mi? Türkiye'de Türk kahvesi içemeyeceksek nerede içeceğiz?

Görevli ve diyaloga şahit olan herkes sessizdi ve İDO' da, yabancı marka her çeşit kahve vardı, ama TÜRK KAHVESİ yoktu...

Bu olayı duyunca, bir Türk olarak, utandım!

Kendimizden utandık!

Özel okulda sınıf 20 kişilik.

Beden eğitimi öğretmeni bir soru sordu öğrencilerine, dedi ki; "Giymiş olduğu ayakkabı yerli marka olan öğrenciler parmak kaldırsın!

Yirmi kişilik sınıfta hiçbir parmak havaya kalkmadı.

Bir öğrenci söz istedi, sözü aldı, öğretmene sordu; "Öğretmenim sizin giydiğiniz ayakkabı yerli mi?"

Öğretmen konuyu değiştirdi!

Bu olayı anlattıklarında, ayakkabılarıma baktım, utandım!

Kalitecilerden utandık!

Bir kalite kuruluşunun Bölge Müdürü, personeli ile toplantı yapıyordu. Toplantıya katılan personel sayısı 33 kişi.

Birer küçük not kâğıdı dağıttı ve bir soru sordu personeline, dedi ki; "Siz ve eşiniz, alışveriş yaparken, TSE belgeli ürünleri tercih ediyor musunuz, TSE markasına dikkat ediyor musunuz? Size dağıttığım kağıtlara ‘EVET’ veya ‘HAYIR’ yazar mısınız?”

Kâğıtlar toplandı, 33 personelden 12 "EVET" 21 "HAYIR" cevabı gelmişti.

Bölge Müdürü, toplantıyı terk etti!

İşi kalite olanlar bile kaliteyi tercih etmiyorlar, bir kaliteci olarak utandım!

***

Bilgisizlerden usandık!

Sosyal medyada bir video izledim, sokak röportajları yapılıyordu.

Muhabir soruyordu; "Müslüman mısınız?"

Herkesin verdiği cevap aynıydı; "Elhamdülillah" 

Devam ediyordu muhabir; "Müslümanlığın ilk şartı olan Kelime - i Şehadetin anlamını biliyor musunuz?

İzlediniz mi?

İzlemediyseniz, izlemeyin lütfen!

Kelime-i Şehadeti doğru söyleyen ve anlamını doğru olarak ifade eden kimse yoktu o yayında ve bizim ülkemizin yüzde 99'u Müslüman'dı!

Bir Müslüman olarak, bilgisizlerden bıktık usandık!

***

Duyarsızlardan usandık!

Berberdeyim, berber soruyor; "Ne iş yapıyorsunuz?"

"TSE'de görev yapıyorum" dedim, kafasını salladı, merak ettim, sordum kendisine, "Bilir misiniz TSE'yi?"

Aynadan gözlerimin içine baktı ve dedi ki; "Bilirim tabi, kalite kuruluşudur, TSE belgesiz ürün kullanmamak lazımdır?"

Aynı günün akşamı, bir toplantıdayım, tanımadığımız kişilerle tanışıyoruz. TSE'de görev yaptığımı söyleyince, bir üniversitemizde  doçent olduğunu söyleyen kişi, sordu bana; "TSE ne iş yapar?"

Sabahki berberin adresini verdim kendisine ve dedim ki; "Ona bir sakal tıraşı olursan, TSE'nin ne iş yaptığını anlarsın!"

O bozuldu!

Biz ise bu duyarsızlardan bıktık usandık!

Karaktersizlerden usandık

Yeni, önceki gün, pazardan patates alıyorum, satıcı bağırıyor, "kalite bunlar, kalite!"

Sordum pazarcıya, "Kalitesini nasıl anlıyorsun?"

Verdiği cevaba bakın; "Önce evimde kendim yedim, kalitesini test ettim, şimdi millete satıyorum."

Önce kendisi yiyen, sonra da yediğini tüketiciye satan pazarcıyı görünce, gıdada tağşiş yapan karaktersizler geldi aklıma...

Karaktersizlerden bıktık usandık, bu pazarcıyla gururlandık!

***

Hamasetçilerden usandık!

"Milli Ses Ver" projesinin proje koordinatörlüğünü yürüttüğümüz için, tüm eleştiriler bize iletiliyor. Öyle eleştiriler geliyor ki alayı buram buram siyaset ve hamaset kokuyor.

Toplumu, yerli, kaliteli, TSE belgeli ürün kullanmaya davet eden, sanayiciyi milli belgelendirme sistemine çağıran, devletin yerli üretimi daha çok desteklemesini isteyen, 83 milyonu şanlı Türk bayrağının altında birleştirmeyi hedefleyen projeyi acımasızca eleştirenlere, buradan bir mesaj verelim:

Biz utanılacak bir iş yapmıyoruz ama sizin hamaset ve siyaset içerikli tavrınızdan dolayı, sizden bıktık usandık!