Bir süredir ekonomik olarak ve de bilhassa döviz kurunun 1,5 ayda geldiği rakamlarla ilgili yorumlarımın yanında fikirlerimi de sizlerle paylaşarak, müthiş pazartesinin öncesinde gidişatın iyi olmadığını mutlaka ama radikalde olsa bir şeylerin yapılması gerektiğini özellikle belirtmiştim. Ve geçtiğimiz pazartesi akşam sayın cumhurbaşkanının açıklamalarıyla dolar 18.36’dan Euro ise 20.90’dan füze hızıyla önce 13’lere ertesi gün 12’ye ve sonrasında 11’lere dek düştü, hatta anlık olarak 9.60’ları dahi görmesine rağmen 11 civarına çıpa attı. Bu anlar gerçekten inanılmazdı, pek yaşanır türden değildi. Daha ilginci bu büyük düşüş yaşanırken muhalif olarak bilinen kanallardaki canlı yayınlarda herkesin çok üzgün olmaları, yüzlerinin düşmüş olmaları gözlerden kaçmadı. Hatta bazılarının ifadelerinden kızgın oldukları yapılan açıklamaların tutmayacağını yarın tekrar kurların yükseleceğini söylemeleriydi. Geçmişte merkez bankası başkanlığı yapmış olan İyi Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz ise bu durumun çok iyi bir alım fırsatı olduğunu söylüyordu. Bu konuyla ilgili cumhurbaşkanının açıklamasından sonra “alım fırsatı “ demedim dese de birkaç kere dinledim, bu durum kesinlikle alım fırsatı ve merkez bankasının müdahalesi var diyordu. TL mevduatına döviz kuru üzerinden kar garantisi verme fikri 70’li yıllarda Türkiye’de, 2000’li yılların başında Meksika denemelerinde pek başarılı olmamış olmasına rağmen, dövizin ateşini şimdilik söndürmüş olmasından dolayı geçici bir durumda olsa tuttu. Bu durumun yeni yeni kararlarla desteklenmesi, işleyişin iyileştirilmesi lazım. En önemlisi topluma güven verilmesi lazım. Birkaç hafta sonra tekrardan dövizin ateşinin yükselerek tekrardan bir atakla karşılaşmamak için şimdiden, rüzgar hafiflemişken atılımlar yapılmalı.