Hayatta herkesin bir istediği vardır, bazılarının bu isteği beklenmedik bir anda gerçekleşir, bazılarının ise ne kadar uğraşsa da gerçekleşmez. Önemli olan umudun her zaman var olduğunu bilmek ve beklemek.

Sabahattin Ali şöyle diyor; ‘Perişan bir haldeyim fakat içimde kendimden bile sakladığım bir ümit vardı.’

Perişan bıkkın bir halde olabilirsin, belki de beklemeyi bıraktım deyip umudum artık yok diyebilirsin ama unutma ki. İçinde bir yerde kendinden bile sakladığın bir ümidin vardır. Böyle düşün ve mücadelene devam et.

Bir yerde bir hikaye okumuştum ve yıllardır umudumu kaybettiğim an aklıma o hikaye gelir. Bende size hikayeyi anlatayım da sizde umudunuzu yitirdiğinizi düşündüğünüz anda hikayeyi aklınıza getirin ve kimsenin umudunuzu çalmasına izin vermeyin.

Hikaye şöyle; ‘Bir kurbağa sürüsü ormanda ilerlerken, içlerinden ikisi bir çukura düşmüş. Diğer bütün kurbağalar çukurun etrafında toplanıp, çaresiz bir şekilde bakıyorlarmış. Çukur bir hayli derin olduğundan düşen arkadaşlarının zıplayıp dışarı çıkması mümkün gözükmüyormuş. Yukarıdaki kurbağalar, boşuna çabalamamalarını söylemişler arkadaşlarına: “Çukur çok derin. Dışarı çıkmanız imkânsız!.” Ancak, çukura düşen kurbağalar onların söylediklerine aldırmayıp çukurdan çıkmak için mücadeleye devam etmişler. Yukarıdakiler ise hâlâ boşuna çırpınıp durmamalarını, ölümün onlar için kurtuluş olduğunu söylüyorlarmış. Sonunda; kurbağalardan birisi söylenenlerden etkilenmiş ve mücadeleyi bırakmış. Diğeri ise; çabalamaya devam etmiş. Yukarıdakiler de, çırpınıp durarak daha çok acı çektiğini söylemeyi sürdürmüşler. Ne var ki, çukurdaki kurbağa onlara hiç aldırmadan son bir hamle daha yapmış, bu kez daha yükseğe sıçramayı başarmış ve çukurdan çıkmıştı. Arkadaşlarının ümit kırıcı sözlerine hiç kulak asmamıştı… Çünkü o sağırdı! Siz de olumsuz düşünceli insanları sakın duymayın! Onların yüreğinizdeki umudu çalmalarına izin vermeyin…’