Düşünmede mantık eksikliği, davranışlarında kendi kendisiyle uyum kuramayan, söylediği sözlerin, yapılmış olan davranışların birbirini tutmaması, bugün söylediğini yarın ya da birkaç saat sonra bile değiştiren, yalancı ile eş anlamlı bir kişilik bozukluğu olan insanlar. Çevremizde bu tipler bana göre epey çoğaldı. Arkadaş çevresinde, iş, yakın akraba, aile içinde eş, dost çevresinde mutlaka görebilirsin. Eskilerimiz bizleri büyütürken; ‘Sözünün eri ol’, ‘Verdiğin sözleri yerine getir’, ‘Söz vermek, Allaha yemin etmek, Allah yok demek’ diye açıklamalarda bulunurlardı. Şimdiki gözlemlerimde; Söz vermiyor, vaatte bulunuyor, istek de bulunuyor, bir isteği, diğer isteğinin tersi oluyor. Zaman içinde; -Fikrim değişti, diyerek fikrine kendince bir bahane buluyor, konuşmalarında daldan dala konup karşısındakini oynatırcasına kandırmayı gayet güzel beceriyor. Yalanın ‘Paklanmış masum hali’. Çevremde böyle olayları seyirci olarak izliyorum. Hiç yorumsuz, sessizce. ‘Yüzü karası, yüzüne vurulmaz’, denir diye, bu düşüncede olduğumdan, sabırla olayları sadece gözlemliyorum. Birkaç örnek geçmek istesem: Bir bey amca, karşısındaki beye, işini yaptırana kadar atıyordu. - Sen benim mahkemelik işimi bitir, ben sana bu yeri hediye edeceğim. İş ciddiye doğru giderken değişim başlıyor. - Bu yerde istediğin kadar otur, kirada verme, ölene kadar senin burası. İş olup bitince; - Çok yakınım ısrar etti, yalvardı dayanamadım verdim kiraya diyerek karşısındakini hem kandırıyor, hem verdiği sözleri yerine getirmiyor, yalancı tutarsız. Yine başka bir örnek de: Hayvan sever biri, komşusuna yardımcı olmak adına bahçesine yavru bir köpeğin gelmesine izin veriyor, birkaç saat sonra fikir değiştirip, - Benim köpeğim şimdi bunu görünce kıskanır, sen bunu geri götür, biz burada olmayınca getir. Karşı taraf da nu umut, ne sevinçle getirip geri götürüyor, tutarsızlık. Aile içinde mirasını önce istemiyor, almak isteyenlere de hakaret dolu sözlerde bulunur, hatta bedduaya kadar, haram olsun diyerek sevdiği birinin yalnız almasını, diğer mirasçıların geri çekilmesini, hakkından vaz geçmesini istiyor, bir süre sonra kendi miras hakmış diyerek ettiği sözleri unutuyor. Gençler arasında da olaylar farklı geçmiyor. Önce hoşlanıp sevgili olunuyor. Birbirlerine uzun vaatlerde bulunup, tutulmayacak sözler veriliyor, çok kısa zaman sonra her şey bitiyor, dün söz veren kişinin yerini bu gün başka bir insan alıyor. Yüz üstü bırakma, yalan ve kandırma, tutarsız kişilik bozukluğu. Bazen çocuklarımızı istemeden kandırıyoruz. -Hadi şimdi sen yat uyu, yarın ne istiyorsan alacam, - Sen yemeğini bitir, parka gideceğiz, diyerek verdiğimiz sözleri yerine getirmiyorsak, çocuğu gelecekte yalancı ve tutarsız kişiliğe hazırlıyoruz demektir. Aynı zamanda bize olan güvenini, inancını kaybetmesini sağlıyoruz. Çok beğendiğim sözü, yeri gelmişken sizlerle paylaşmak isterim. Biri İbni Haldun’a sormuş: - Çocuklarımızı nasıl terbiye edelim? İbni Haldun: - Çocuklarınızı terbiye etmeye çalışmayın, zira zaten size benzeyeceklerdir. Kendinizi terbiye edin yeter der. Saygılar…
- Hareketsizliğin yaptığına bak sen! 11.03.2024
- Ekolojik felaketin faturası yine bize kaldı 04.03.2024
- Nazif’in Düğmeleri Sergisi 28.02.2024
- Yaşam ve ölüm 24.02.2024
- Bursa'mızın Arap Şükrü Sokağı 30.01.2024
- Gazeteciler Günü, Hatırlanma Günü 12.01.2024
- Bilgi Akışı - Dedikodunun Diğer Adı 09.01.2024
- Gel Bakalım 2024 29.12.2023
- Onların Bizden İstediği Çok Şey Değil 22.12.2023
- Kokinanın Elinde Makası 17.12.2023