Bir film düşünün… İzleyiciyi Osmanlı akıncılarının dünyasına götüren ve tüm dünyanın en çok ihtiyaç duyduğu birliği, barışı anlatan…

Diriliş Ertuğrul ve Kuruluş Osman gibi milyonları ekrana kilitleyen ve unutulmaz yapımlara imza atan Mehmet Bozdağ’ın ‘Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı’ adlı filminden bahsediyorum. 

Çocukluğumda özellikle Cüneyt Arkın’ın şanlı Türk tarihinin kahramanlarını anlatan tarihi filmlerini en az 2-3 kez izlemişimdir. Her izlediğimde de ayrı bir haz alırdım. 

“Gurur duyduğumuz kocaman bir tarihimiz var ama günümüzde bu tarihi anlatan doğru düzgün film yok” derdim. 

Ta ki ‘Türkler Geliyor: Adaletin Kılıcı’nı izleyene dek…

Film, Fatih Sultan Mehmet'in akıncılarının, Balkan coğrafyasında Sırp Kralı Lazar'a karşı verdikleri zorlu mücadeleyi ve cihan devletinin köklerinin bu coğrafyada yeşermesini konu alıyor.

Bu film tarihimizden sadece küçük bir parçayı öyle bir anlatmış ki hem gururlandırdı hem duygulandırdı. Kendi tarihimi sinema ekranlarında izlemek bana büyük keyif verdi.

Eleştirdiğim yerler de var elbet ama film genel olarak çok başarılıydı.

Özellikle Alina rolünü oynayan Ece Çeşmioğlu’nun dövüş sahneleri beni bir hayli etkiledi. Biraz araştırma yaptım da Çeşmioğlu bu film için dokuz ay boyunca at binmiş, kılıç kuşanmış, hançer kullanmış ve dövüş sanatları eğitimleri almış. Tüm oyuncular aylar önce hazırlanmaya başlamış. O kadar büyük bir emek…

Kostümler harika… 

Filmde aklıma yer edinen ve dilime dolanan ‘Türkler Geliyor’ bestesi oldu. Film bitti ben artık eve gelmişim ama melodi hala dilimde. Atamadım gitti… Besteci gerçekten çok başarılı!

Her şey çok güzel lakin eleştirdiğim nokta Sungur ve Alina’nın iki baş karaktere çok aşırı bağlanmış olması…

Yani filmin adı Sungur ve Alina olsa şaşırmazmışım herhalde.

Bozdağ, gerçekten muhteşem bir yapım çıkarmış. ‘Filme gidelim mi?’ diye soranlara kesinlikle evet cevabını veririm.

Sinemada bu aralar izleyebileceğiniz en iyi tercih olur kuşkusuz. 

Şimdiden herkese iyi seyirler diliyorum.

OSMANLI’DAKİ AKINCILAR 

Osmanlı Devleti askeri teşkilatında Akıncılar sınır bölgelerinde, düşman memleketlerine ani baskınlar düzenleyerek yıpratma harekâtında bulunan hafif süvari gruplarına verilen isim. Akıncıların vazifeleri, akın yapmakla kalmayıp, aynı zamanda düşmanın durumunu, yolları ve kuvveti hakkında bilgi toplamak gibi istihbarat görevini de yerine getirirlerdi. Bu görevlerini esasa bağlayan kanunları vardı. Akıncılık, babadan oğula geçerdi ve yalnızca Türklere has askeri bir sınıftı. Bunlar, şimdiki askeri teşkilattaki komando birliklerine benzetilebilir.