Milletimi ve yurdumu ne zaman düşünsem, aklıma ilk gelen çok şanslı bir "Türk Irkı" olduğumuza duyduğum inancım gelir. Tarih boyunca üstesinden gelemediğimiz bir sorun yaşamamış çok şükür. Her daim bitti, yok oldu diye düşünüldüğümüz anda, Yeniden doğuşu yaşamış, düştüğü yerden kalkmasını da bilen bir kudretimiz olmuş. Bu kazandığımız, hak ettiğimiz zaferlerimizi, hiç unutmadan, her yıl günü ve zamanı geldiğinde kutlamasını da çok iyi bilmiş bir ulusumuz var. Her yıl daha da büyük bir sevinçle, gururla kutladığımız milli bayramlarımızdan biri olan çocuk bayramımız da nihayet yeni bir doğum yılına girmiş bulunmaktadır. Türk milletinin iradesini temsil eden Büyük Millet Meclisinin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilan ettiği o günlerde; Atamızın çocukları çok sevdiği ve geleceğimizin yatırımları olarak gördüğü yarının büyüklerine bu bayramı hediye etmiştir. Bu özel günde, bir günlüğüne çocukları makama kabul etme geleneğini de yine Atamız 1933’te başlatmıştır. UNESCO 1979 yılında bu günü "Çocuk Yılı" ilan etmesiyle, TRT’de Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni başlattı ve böylece bu özel bayram Uluslararası bir geleneğe döndü.23 Nisan 1921 de; 23 Nisanın Milli Bayram Addine dair kanun ile Türkiye’nin İlk Ulusal Bayramının bu yıl 102.yılını kutlayacağız. Türk çocuklarının Bayramı olan bu güne, her yıl farklı ülkelerden misafir gelen yabancı ülke çocukları da katılmaktadır. Dünyada çocuklarına Bayram hediye eden ve bu Bayramı bütün dünya ile paylaşan İlk ve tek ülke "Türkiye"dir. Tarihimizin gurur dolu sayfalarının yeni nesillerce öğrenilmesi ve Türk Devletinin devamını emanet edeceğimiz yeni Cumhuriyet bekçilerinin bu bilinçle yetişmesi amacıyla 23 Nisanlar çok önemli bir vesiledir. Milletinin kalbinde taht kurmuş Atamızın bu günü ilan etmesi ve vasiyeti; - "Bütün Cihan bilmelidir ki artık bu Devletin ve bu Milletin başında hiç bir kuvvet yoktur, hiç bir makam yoktur. Yalnız bir kuvvet vardır. O da Milli Egemenliktir. Yalnız bir makam vardır. O da Milletin Kalbi, Vicdanı ve Mevcudiyetidir", diyerek milletine özgürlüğünü Emanet etmiştir. Bayramın ilan edildiği 23 Nisan 1923’ten, 23 Nisan 2022 yılına kadar geçen süreçte, sadece fikirlerimizin ilim ve kültürümüzün medeniyetimizin, ekonomimizin artışının yanında Atamıza duyduğumuz "özlem" değişmedi, değişmeyecek te. "Özgürlük " demek, "Atatürk " demektir. Özlemimiz biterse, Esaretimiz başlar, Özgürlüğümüz ve Egemenliğimiz biter demektir. Türk Milleti ilelebet hür ve özgür var olacaktır. Saygılar…