Türkan çeşme, asimilasyon döneminde soydaşlarımızın gasp edilen hakları için verdikleri mücadelede hayatını kaybeden 17 aylık Türkan bebeğin anısına yapılan bir eserdir.

Her yıl 26 Aralık'ta şehit edildiği yerde anma törenleri düzenlenmekte.
1984 yılının son günlerinde dondurucu kış ortamında elinde daha 17 aylık bebeği ile mermilere siper olan bir ana.
Her canlının en değerli varlığı yavrusudur ama buna rağmen gözünden ve canından çok sakındığı evladının zarar görmesi pahasına ismini, dinini, benliğini vermemek için tereddüt etmeden meydanlara çıkan bir ana.
Bulgaristan Türkünün asimilasyon girişimine verdiği mücadelenin en çarpıcı örneklerindendir Türkan bebek.
Bu olay soydaşlarımız için dinimizin ve soyumuzun ne denli önemli olduğunun en önemli göstergesidir.
Bundan dolayı onun anısına düzenlenen törenler verilen mücadelenin en önemli sembollerinden biridir.
Ama bizim soydaş kitlemizi temsil ettiklerini iddia eden partinin yönetimi bu hissiyattan çok uzak oldukları her geçen gün daha net ortaya çıkmakta, ki son yıllarda bu törenlere gölge düşüren eylemlere de imza atmaktalar.
Otuz yıl önce Bulgaristan'daki soydaşlarımızın hak ve özgürlüklerini koruma vaadiyle kurulan parti bu anma törenlerini aslında sadece parti propagandası yapma yeri olarak gördüklerini bir defa daha gösterdiler.
Ancak bu yaklaşımlar soydaşlarımızın arasında her geçen gün daha büyük tepkilere sebep olduğu da ayrı bir gerçek.
Zaten son yıllarda izledikleri politikalar sayesinde seçmenin yarısı bu partiden geri dönmemek üzere kopmuştur.
Bu durum son iki yıldır yapılan seçimlerde fazlasıyla kendini belli etti de. 
Önce Mart 2017 tarihindeki genel seçimlerinde seçmen kitlesinin yarısını kaybettiği alınan sonuçlarda görüldü ki kopan bu kitle Türk ve müslüman seçmenden oluşuyordu.
Bu kopmalar geçici olmadığını takip eden seçimlerde elde edilen sonuçlarla teyit edildi.
Geçen yıl Avrupa Parlamentosu seçimleri, bu yıl da yapılan Yerel seçimlerde partiden ayrılan bu kitlenin artık geri dönmemek üzere oradan ayrıldığı tartışma götürmez şekilde ortaya çıkmıştır.
Bu durumların ortaya çıkacağı öteden beri kendini belli de ediyordu aslında.
Otuz yıldır soydaşlarımızın tek bir sorununu çözmemesinin ötesinde partinin üst yönetimi adeta orada bizim varlığımızı yok etmek için elinden geleni ardına koymadı.
Bu partinin zihniyetinin ne olduğunun en çarpıcı örneği soydaşlarımızın en yoğun yaşadığı bir şehrin Belediye Başkanı ulusal devlet radyosundaki:
"Bulgaristan'da Türk yoktur, müslüman vardır" demeci sözün bittiği yerdir.
Bu yılki "Türkan çeşme" etkinliği başta olmak üzere asimilasyonu anma törenleri yapılan diğer yerlerde de bu parti yine bu platformları kendi parti propagandası yerine çevirmeye kalkışmıştır.
Bununla da yetinmeyip o dönem şehit düşenlere saygısızlık yaparcasına partilerinin ismini sloganlar attırarak söyletmeye kalkışılmış ama bunu önceden ayarlanmış ancak 15-20 kişi cılız seslerle yapmaya çalıştığı görüldü
Bundan öte bu yıl çok bariz şekilde dikkat çeken bir tablo çıktı ortaya.
Bu tören alanlarına bindirilmiş kıtalar getirerek katılım sağlanmaya çalışılmış ama tören alanına getirilenler konuşma yapılan platforma uzak durarak adeta oraya zorla getirildiklerini teyit etmişlerdir.
Ruhsuz ve heyecandan yoksun bir kitle olarak orada durmuşlardır.
Hepsi bu gelişmeler bu partinin Türk soydaş nüfusumuzu temsil etmekten çok uzak olduğunu net olarak göstermiştir.