Son sınıftayım…

Her Üniversite öğrencisinin hayali olan bitirme tezine sıra gelmişti.

Tez verilecek, Üniversite bitecek, son dönem de, son demlerdeyiz…
Bitirme tezimizin hocası, Doç. Dr. Mehmet Tüfekçi, konusu ise “İçme Suları”

(Mehmet TÜFEKÇİ hocamız Prof. olarak emekli oldu, şimdi Trabzon'da. Selam olsun hocamıza, Allah sağlık ve uzun ömürler versin)

Araştırmalara başladık. O zamanlarda şimdiki gibi İnternet yok. Anında bilgiye ulaşmak, kes, kopyala, yapıştır yöntemleri de yok.

Araştıracaksın, bulacaksın, bitirme hocanın onayını alacak ve tez hazırlayacaksın.

KTÜ’ nün çok donanımlı kütüphanesinde çalışmaya başladık.

Hocamızın odasında tez ile ilgili çalışma yapıyoruz, elimize dergi boyutlarında bir doküman verdi. Baktım üzerinde numara (266), TS ibaresi var ve adı “İçme Suları”

“Hocam bu nedir” diye sordum.

“İçme Suyunun Standardı” dedi. İlk defa bir Standart görüyoruz. Ne olduğunu, kim tarafından hazırlandığını ve ne işe yaradığını sorduk ve hocamız Mehmet Tüfekçi, anlatmaya başladı.

“Her ürünün bir standardı vardır. Bu Standardı kısa adı TSE olan Türk Standartları Enstitüsü hazırlar. Bu standartlara göre üretim yapılır. TSE bu standartlara göre üretim yapanlara belge verir. Devlet kuruluşudur. Merkezi Ankara’dadır. Bazı illerde de teşkilatı bulunmaktadır.”



İşte o zaman TSE’yi duymuş, Standardı tanımıştım.

İçme Suyu Standardını incelerken TSE’de çalışmak istediğimi söylemeye başlamış, özellikle son sınıfta tüm arkadaşlarıma;

”TSE’den başka bir kuruluşta çalışmayacağımı” ifade etmiştim...

Unutamam, bunları söylediğim için arkadaşlarım bana "SEN DELİSİN, ortada fol yok yumurta yok, kendini kaliteci görüyorsun!" diyorlardı...

Yıllar sonra (2015) sosyal medyada, TSE ile ilgili yazmış olduğum bir yazıya yorum yapan sınıf arkadaşım Yusuf CANKAT (Kayseri) şöyle diyordu;

“Mustafa Karaman, TSE’de çalışacağını Üniversite de kafasına koymuştu.”

TSE ile böyle tanışmıştım…

İşte böyle başladı bizim TSE sevdamız.

Bildiğiniz gibi, 28 yıldır  devam ediyor kalite davamız.

MİLLİ SES VERMEKTİR esas kavgamız!..

***

KOŞMUYORUZ - KOKUŞUYORUZ

Tüket, ama ürettiğini!
Konuş, ama yaptığını!

Avrupalının ürettiğini tüketirsen,
Avrupalının yaptığını konuşursan,
OYUNCAK OLURSUN!...

Oyunu sen kurmak istiyorsan,
Senaryoyu yazan olmalısın.
Başkasının yazdığı senaryoda,
Ancak figüran olursun!...

Bilir misiniz?

Bu ülke, yıllık ortalama 15 milyar dolarlık cep telefonu ithal etmektedir!

Ve bilin ki;

İthal edilen akıllı cep telefonlarını üretmek için 12 milyar dolara ihtiyaç vardır!

Yani;

Sen!
Ben!
Siz!
Biz!
Elimizdeki ithal cep telefonlarını kullanmasak, devlet, bir yıllık ithalat bedelinin karşılığında bir fabrika kurar!..

Yani;
Devleti değil, aynadakini, yani kendimizi yola getirmemiz lazım.

MİLLİ OLABİLMEK İÇİN, MİLLİ HAREKET TARZINI BENİMSEMEK, MİLLİ SES VERMEK GEREK!

Aksi durumda,
Hep birlikte konuşur dururuz...

Sonra da birlikte kokuşuruz!...

***

SINAVA GİRECEK OLAN GENÇLERE

Bugün ve yarın, üniversite sınavına girecek olan tüm gençlerimize üstün başarılar diliyorum.

Allah bahtlarını açık etsin.

 

Buradan, Buğrahan KARAMAN nezdinde tüm adaylara mesajımız şudur;

"Ne yaparsanız yapın, hangi sonucu alırsanız alın!

Bilin ki;

Hepiniz çok değerlisiniz ve sizin değerinizi, böyle bir eğitim ve sınav sistemi tespit ve tayin edemez.

Sakin olun!

Sağlıklı olun!

Allaha emanet olun!"