Bu pazar da sizlere ibret çıkarılacak kıssadan bir hisse yazacağım.

Ve inanıyorum ki okuduğunuzda hayatın her bölümünde şartlar ne olursa olsun ümitsizliğe yer olmadığını göreceksiniz.

Bazı olayların görünen ve görünmeyen tarafları vardır. Nasıl mı?

Mevlana hazretlerinin meşhur dörtlüğünde tövbe kapılarının sonuna kadar açık olduğu çok güzel özetlenmiş;

Yine gel, yine gel 
Ne olursan ol, yine gel
İster kâfir, ister Mecusi, ister putperest olsan da gel
Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir yüz kere tövbeni bozmuş da olsan, yine gel.

Rivayetlere göre Hazreti Peygamber Efendimiz’in(s.a.v.) aktardığı bir kısadan hisse…

Vaktiyle doksan dokuz kişiyi öldürmüş bir adam vardı. Yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir rahipdediler.

Gitti o rahibe:

“Doksan dokuz adam öldürdüm. Tövbe etsem kabul olur mu?”diye sordu.

Rahip ise,hayır, kabul olmaz, deyince onu da öldürdü. Böylece öldürdüğü adamların sayısını 100’e tamamladı. Sonra yine yeryüzünde en büyük âlimin kim olduğunu soruşturdu. Ona bir âlimi tavsiye ettiler. Onun yanına giderek:

Yüz kişiyi öldürdüğünü söyledi; tövbesinin kabul olup olmayacağını sordu.

Âlim: “Elbette kabul olur. İnsanla tövbe arasına kim girebilir ki! Sen falan köye git. Orada Allah Teâlâ’ya ibadet eden insanlar var. Sen de onlarla birlikte Allah’a ibadet et. Sakın köyüne dönme. Zira orası fena bir yerdir” dedi.

Adam, denilen köye gitmek üzere yola çıktı. Ancak yarı yola varınca eceli geldi ve orada öldü.

Rahmet melekleriyle azap melekleri o adamı kimin alıp götüreceği konusunda tartışmaya başladılar.

Rahmet melekleri:

Bu adam tövbe ederek ve kalbiyle Allah’a yönelerek yola düştü, dediler.

Azap melekleri ise:

Bu adam hayatında hiç iyilik yapmadı ki, dediler.

Bu sırada insan kılığına girmiş bir melek geldi. Melekler onu aralarında hakem tayin ettiler.

Hakem olan melek:

Geldiği yerle gittiği yeri ölçün. Hangisine daha yakınsa, adam o tarafa aittir, dedi.

Melekler iki mesafeyi de ölçtüler. Gitmek istediği yerin daha yakın olduğunu gördüler.

Bu kişi iyi insanların yaşadığı köye bir karış daha yakın olduğundan oralı sayıldı.

Bunun üzerine affedildi.

Durum böyle olunca onu rahmet melekleri alıp götürdü.

Günahların en büyüğü Allah’a ortak koşmak, yani şirktir. Şirk'ten sonra ise masum bir insanın hayatına son verip onu öldürmektir.

Adam öldürmek hatta öldürmeye teşebbüs etmek bile tasvip edilecek ya da hafife alınacak asla bir konu değildir.

Savaş dışında haklı veya haksız bir sebep olamaz.

Hatalarımız ve günahlarımız çok olabilir ancak Allah (c.c.) merhameti aklına gelebilecek tüm büyüklükten daha yücedir.

Yeter ki sizin niyetiniz halis olsun… Tövbe kapısını kalbi-i aşkla isteyerek çalın ve içeriye girmek isteyin… Bakın,‘gir’ demiyor‘isteyin’ diyorum… Çünkü girmek zordur, azıcık istediğinizde Allah size o yolları açacaktır…

Bu yolculukta en çok dikkat edeceğim husus bilerek kul hakkı yememek, Allah’ın emirlerini inkâr etmemektir.Günahkâr olmak başka kafir olmak başkadır…

Toplumda liderlik ve istişare konumunda olan kanaat önderi dediğimiz kişilerin rehberi kendi akılları değil kitap ve sünnet olmalı…

Sözün özücan bedenden çıkıncaya kadar Rabbimiz tövbe kapısı açık demiş.

Dua etmekten ve tövbe etmekten asla vazgeçmeyin…