1970’lerde lisede başlayan basketbol sevdamız önce İTÜ ve ardından Yugoslavya’nın Avrupa’yı saran ekolünü izlemekle devam etti. Tofaş, SAS kulübü ile anlaşıp birleştikten sonra Atatürk Spor Salonu vazgeçilmezim olmuştu ve hâlâ da TOFAŞ basketbolda benim için Bursa’da bir numaradır.

NBA ile tanışmam 1980’lerde oldu. Gerçi izlemek kolay değildi ama haberleri okuyarak izleyemediğimiz devlere hayranlık duyuyorduk.

Benim NBA’de iki takımım oldu. 

Birincisi Los Angeles Lakers diğeri de Chicago Bulls.

Chicago Bulls’u uçan adam ve bütün dönemlerin en iyilerinden birisi olan Michael Jordan ile sevdim. Hatta ilk lisanslı NBA şapkam kırmızı Bulls şapkasıdır.

Los Angeles Lakers de sevdiğim çok adam vardı. Müslüman diye özel bir sempatim olan Kareem Abdul-Jabbar ile başlayan Lakers hayranlığım, majesteleri Magic Johnson ile zirveye çıkmıştı.

Bulls artık anılarımda kalmışken artık canlı canlı izleme şansını bulduğumuz NBA’in sıkı takipçisi ve Lakers’in fanatik hayranı idim.

..Ve evimde küçük oğluma aldığım lisanslı 34 numaralı dev adam O’Neal’ın Los Angeles Lakers forması vardı.

Oğlum Shaq O'Neal diyordu ama benim adamım oyun lideri Kobe Bryant idi.

Gelmiş geçmiş en iyilerinden birisi olan Kobe 3 yıl önce bıraktıktan 8 ve 24 numarayı emekli ettikten sonra NBA’ye ilgim azaldı.

Lakers’de son dönemin en iyilerinden LeBron Raymone James ve Rajon Pierre Rondo olmasına rağmen eskisi kadar izlemiyorum.

Kobe ile Shaq sadece iyi basketbolcu değil, aynı zamanda yaşam koçları gibi rol model alınacak adamlardı.

..Ve Kobe bir helikopter kazası sonucunda hayata veda etti.

Kobe Bryant, Los Angeles Lakers maçından dönüşte Sikorsky S76 tipi helikopterin içindeyken geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybetti. Helikopterde Kobe Bryant ve kızı ile birlikte 8 kişi daha olduğu ifade edildi.

Olay anından itibaren bütün dünya televizyonlarını takip ettim ve hepsinde Kobe’nin pota altında yaptığı muhteşem görüntüleri eşliğinde spor, barış ve gençler için yaptıklarını anlatıyordu.

Clinton, Obama dünyanın patronu gibiydiler ama silinip gittiler öldüklerinde de resmi tören sonrası unutulacaklar. 

Bugün esip, gürleyen ama başkanı olduğu ABD’de bile saygı görmeyen Donald Trump’un sonunu merak bile etmiyorum.

Bu dünyada sevgi dolu bir ses, sıcacık bir nefes bırakıp gitmenin ne kadar önemli olduğunu Kobe hakkında söylenenlerden anlaşılsın istiyorum.

..Ve ‘Güç bende’ diyen fukaraların onun toprağa verilmesini izleyip kendileri için ders almalarını diliyorum.