Bugün, 19 Mayıs 1919 Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak basışının 101. Yıldönümü.

Dünyayı saran ve derinden sarsan asrın illeti yeni tip koronavirüs malum her şeyi alt üst etti.

Bugün 19 Mayıs’ı balkonlarda, dijital ortamlarda, sosyal medyada ve THY’nin güzel ve anlamlı etkinliği ile tarihi bir yolculuğa hep beraber çıkarak, kalbimizde yaşatarak tarihe bir not daha düşülecek.

Tarihi yolculukta milyonlarca kişi TK1919 sefer sayılı uçuşta 19A no’lu koltukta; hatıra biletlerimizi alarak Samsun’a gönül yolculuğu gerçekleştireceğiz. Bu anlamlı fikir için THY’yi tebrik ediyorum.

101 yıl önceye, 101 yıl sonra tarihi bir yolculuk yapmak varmış nasibimizde. Ben de tarihi hatıra biletimi aldım.

Şimdide 101 yıl önceye gidelim.

1.Dünya Savaşı’nın kaybından ve İstanbul’un işgalinden sonra, Anadolu’da mukavemet hareketleri başlamıştı. 
Mustafa Kemal Paşa beraberindeki heyetle ordu müfettişi vazifesi ile Anadolu’ya gönderildi. İstanbul’dan ayrılarak, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Böylece Anadolu’da İstiklal ve İstikbal hareketleri başlamış oldu.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir.
19 Mayıs 1919 işgal kuvvetlerini topraklarımızdan söküp atmak için milli iradenin, birlik ve beraberlik ruhunun, güçlü bir inancın temellerinin atıldığı gündür.
19 Mayıs 1919 özgürlüğe ve bağımsızlığa doğru atılan ilk adımdır.
101 yıl önce verilen mücadeleyi anlamak için geçmiş tarihimizi okumamız ve dinlememiz gerekiyor.  Vatan için, bayrak için, ezan için, istiklal için, istikbal için inandılar ve başardılar.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın tecrübesi, liyakati, azmi, inancı ve liderliği ile başardılar.
Her dönem olduğu gibi o zamanda da hem içimizdekilerle hem dışarıdaki güçlerle mücadele ettik.
Tarih tekerrürden ibarettir.
Bizim atalarımız bu topraklar için kanını, canını, malını vermişler. Bizlere emanet edilen cennet vatanımıza her türlü şartlarda bizler de canımızla, kanımızla ve malımızla her daim mücadele ederek müdafaa edeceğiz.
Birbirimizi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden milli ve manevi değerlerimiz için her daim birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.
Bu bir tercih değil bir zorunluluktur.
Vatan sevgisi imandan gelir.
İster Türk, ister Kürt, ister Gürcü, ister Arap, ister Arnavut, ister Çerkez, ister Laz; kısacası bu ülkede yaşayan herkes bu ülkenin vatandaşıdır.
Daha güçlü olmak için el ele verip daha çok çalışmalıyız.
Daha çok üretmeliyiz. Daha çok satmalıyız. 

Daha çok milli ve yerli olmak zorundayız.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk: 
"Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, 
Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhili ve harici bedhahların olacaktır… 
Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

Allah (c.c.) hiç kimseyi vatansız ve sahipsiz bırakmasın.

Unutmayalım ki bizim geçmişimiz ve köklü tarihimiz çok “101” yıllar öncesine dayanır.

Tüm kahramanlarımıza her daim minnettarız.

Bu vesile ile tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.

Mekânları cennet, ruhları şad olsun.

Selam ve dua ile... Sağlıkla “evde” kalın.