Bugün üniversite tercihlerinde son gün.

Bizlerin hayatındaki dün, bugün, hatta yarınlarda yaşadığımız yaşayacağımız temel sorunlarımız, bu tercihlerimiz ile doğrudan ilgilidir. Bugün yaşadığımız dünkü, gelecekte yaşayacaklarımız ise bugün yaptığımız tercihlerimizin ürünü olacaktır.

Ülkemizde zeki ve parlak öğrenci demek Mühendislik, Tıp veya Hukuk okumalı demek ile eş anlamlı olması geleceğimiz için büyük risktir. Bu anlayış ciddi manada beka sorunumuzdur.

38 yıllık meslek hayatımda bende zaman zaman aynı hataya düşüp en zeki çocukları bu bölümlere yönlendirdim. Hata idi.

Oysa ülkemde sosyal sorunlarına çare bulacak, geleceğimizi doğru okuyacak, geçmişimizi gelecek nesillere aktaracak ‘süper zeki’ beyinlere ihtiyacımız var.

Bu anlayış ciddi manada ülkemiz için bir beka sorunudur. Neden bu alanları ısrarla tercih eder olduk bilemiyorum ama emperyalist güçler tarafından aldatıldığımız gün gibi aşikâr.

İstatistik, matematik, ekonomi bilimlerini kavrama yeteneği, en az bir mühendis kadar tarihçilerde, sosyal bilimcilerde de üst düzeyde var olmalıdır.

Hurafelerden, aldatmaktan, aldanmaktan kurtulmak, toplumsal gerçekleri doğru kodlayabilmemiz, yarınlarımızı kurgulamanın yolu sosyal bilimciler yetiştirmekten geçer.

Zeki öğrencilerden sosyal bilimcileri yetiştiremediğimiz için belki de kendimizle olan kavgalarımıza, sosyal meselelerimize çözüm bulamıyoruz, dünyaya hitap edecek felsefeci, sanatçı, sosyologlarımızı yetiştiremiyoruz.

Gelecek mühendislerin, finansçıların, uzay bilimcilerin evet ama bilimin hafızasını yeni nesillere aktarmak da sosyal bilimcilerin vazifesi. Zeki öğrencilerimizi istedikleri sayısal ve sözel bölümlere yönlendirmezsek çöküşümüzü hazırlarız.

Sosyal bilimler (Tarih, Coğrafya, Din, Felsefe, Mantık, Sosyoloji, Dil-Anlatım-Edebiyat, Sanat Tarihi vb.) Yani kültür, töre, örf ananelerimizin hafızasıdır. Bu bilimler olmadan millet olma, yardımlaşma, kardeşlik

yara alır. Çocuklarımızı sevdiği, ilgi duyduğu alanlara yönlendirelim.