Osmanlı mutfağından günümüze kadar ulaşan kazandibi, tavuk göğsünün  karamelize  edilmiş halidir. Tepsiye dökülen şekerler yakılarak tavuk göğsü ile birleşmesi sağlanır. Ana malzemeleri nişasta, pirinç unu ve süttür. Kalsiyum bakımından zengin olan bu tatlıya, Balkan ülkelerinde de yer verilir. Hafif olduğu için özellikle ramazan aylarında sık sık tüketilir.

Osmanlıda Saray Mutfağı sadece yemek pişiren bir yer değil; aynı zamanda   sürekli yeni tarifler yapan, yeni lezzetler geliştiren bir araştırma üssüdür.  Ustalara yaratıcılıklarını göstermek adına fırsatlar da tanınmıştır. İşte Kazandibi tatlısı tam olarak  Tavukgöğsü tatlısının bu şekilde geliştirilmesi sonucudur.

 Tavukgöğsü piştikten sonra, tepsinin içine şeker serpilir, üzerine sıcakken tatlı düzgünce yayılır. Sonra köz ateşte altındaki şeker yakılır. Şekerin yakılmasından dolayı bu tatlı kazandibi olarak adlandırılmıştır. Özellikle sütlü tatlılarda biraz daha yanık şeker tadı almak isteyenler kazandibiyi daha çok tercih ederler.

İşte bu şekilde uzun yıllar Saray ve halk mutfaklarında yapılan bu kardeş tatlılar daha sonra İstanbul’daki tatlıcılar tarafından yapılarak iyice yaygınlaşmaya başlamıştır.

Bursa ,kapalı çarşı da ‘’Geye’’ kazandibini en iyi yapan yerlerden biri.