Sosyal medyada ve TV'lerde görüntüleri ve haberleri görünce, gülüyorum!
Bir tosun, binlerce kişiyi koyun yerine koymuş, kandırmış ve topladığı paralarla yurt dışına kaçmış.
Emek vermeden para kazanma, kısa yoldan köşeyi dönme hastalığı yüzünden binlerce kişi parasını kaptırmış, şimdi de tosunun fotoğraflarına bakıp bakıp duruyorlar!
Tosun, kadınlarla, yatlarda, son model arabalarla yurt dışında fink atıyor, haber ve görüntüleri de paylaşıyor.
Tosunun sıfatına bakıyorum da, bu sıfata para kaptıranlara, bu sıfata fırsat verenlere, vallahi de, billahi de gülüyorum.
Manisa'da, TSE Müdürü olarak görev yaptığım dönemde birlikte çalıştığımız ve kalite alanında çok güzel çalışmalar yaptığımız, eski Manisa Valisi Muzaffer ECEMİŞ'İN çok güzel bir sözü var, diyor ki; 
"Aldanan oldukça, aldatan olacaktır."


 
İnanın!
Şu an başka bir tosun çıksa, farklı yöntemle ama din iman sömürüsü ile yine para toplamaya kalksa, yine binlerce insan bu tosunun arkasından gidecek, parasını verecek, sonra da "Devlet bizi kurtarsın" diyecek...
Geçmişte onlarca örneği varken, din - iman - cemaat - tarikat dörtgeninde insanları aldatanlardan ders almayan bizler, hala bu tosun neslinin tezgahına düşüyorsak, oturup bir nebze düşünmemiz gerekiyor.
Kolay yoldan zengin olunamayacağını...
Kısa yoldan para kazanılamayacağını...
Emek vermeden ekmek alınamayacağını...
Alın teri olmayan hiç bir kazancın HELAL olmayacağını... 
Ticarette maneviyat söyleminin, sahtekarlık yöntemi olduğunu... 
Anladığımız gün; bu tosunlar koyunlaşacaktır!
Aksi durumda, bu tosunlar hep var olacak ve bu tosunlar bizleri koyun yerine koyacak!

***

KALİTE PİYASASINDAKİ TOSUNLAR 
Bu tosunlardan her yerde, her sektörde var.
Kimileri para topluyor...
Kimileri belge satıyor...
Yukarıdaki yazıyı sosyal medyada paylaştığımızda, iş insanı Adem BOZLAK, şöyle bir yorum yaptı; 
"Suçlu tosun değil, maalesef kolay para kazanmak isteyenler aslında bunların hepsini hak ediyor. Tosun nasıl kazandıysa öyle yer demek ki. Diğerleri tosuna verdikleri paraları, tosundan daha kolay kazanmışlardır."
Bu görüşe katılıyorum!
Bu görüşün değişik yönlere çekileceğini bildiğimiz için üzerinde fala durmadan, belgelendirme piyasasındaki tosuncuklara konuyu getirerek, biraz daha düşman sayımızı çoğaltmak kararlılığındayız!...
Belgelendirme piyasasındaki tosunları üç kısma ayırıyoruz.
A - KAMU KİMLİĞİ TAŞIYAN TOSUNCUKLAR
Bunların işi en garantidir. Kamu kimliklerinin arkasına sığınarak Yönetim Sistemleri konusunda yönlendirme yaparlar, komisyoncudurlar,  belli dönemlerde de danışmanlık hizmeti de verirler!
 
Hep perdenin arkasında dururlar, öne çıkmazlar, önde olmazlar, sadece işini takip ettikleri sanayi kuruluşu ile iştigal ederler...

B - PİYASA DA BULUNAN TOSUNCUKLAR
Bunlar, danışmanlık işini yaparlar veya yapar gibi görünürler, sertifikasyon veya belgelendirme işlemini de en yüksek komisyonu veren belgelendirme kuruluşuna yönlendirirler. 
İşi alırken, belge garantili çalışırlar, çünkü komisyon aldıkları belgelendirme kuruluşu, belge garantisini baştan vermektedir. 
Hele de, muhataplarının bir ihale dolayısıyla acil belgeye ihtiyacı varsa, tekeden bile süt sağarlar, işi akşamdan sabaha bitirirler, işin acili yetine ve firmanın büyüklüğüne göre de aldıkları ücret değişkenlik gösterir.
 

C - TYT'LAR
Bu kısaltmanın ne anlama geldiğini yazamayız, merak edin. Özelden arayana söyleyebiliriz ancak.
Çünkü sıkıntılı bir durumdur ve yazarına sıkıntı yaşatacak olan bir konudur. Necdet Sevinç'in bir kitabı vardır "Yazarını Kurşunlatan Yazılar" Bu konu da onun gibi bir şey...
 
Yıllardır, A ve B maddesinde bulunan tosunlarla uğraşıyoruz ve her platformda bu konuyu gündeme getiriyoruz. Aslında temiz kalite için bu tosunların etkinliklerinin yok edilmesi gerekiyor.
Bunun için Kalite Birliği, yıllardır mücadele ediyor. İnanır mısınız, Kalite Birliği bu alanda vermiş olduğu mücadele dolayısıyla takdir görmesi gerekirken eleştiriliyor!
Ama vazgeçmek yok!
Milli Ses Ver Projesinin de kapsamına da giren bu tosunların geleceği pek parlak değil.
Çünkü sanayi uyanıyor...
Sanayici, gün geçtikçe gerçek kalitenin farkına varıyor...
Milli bilinç arttıkça, tosuncukların sayısı azalıyor...
Ve kalitenin TSE ile gelecek olduğunu, TSE'nin kaliteli bir gelecek olduğunu, iş insanları artık daha net anlıyor.

***

SONUÇ
Şimdi gelelim konumuzun sonuç bölümüne.
Yazımızın başlığında dedik ki; "Suçlu tosun mu?"
Yazımızın ana kahramanı olan tosun, elbette yasalar nezdinde suçludur. Ama  onun sıfatına tüküreyim, o sıfata kanan, aldanalar da bir onun kadar suçludur!
Meşhur tosun üzerinden yürüdüğümüz diğer tosunlar içinde sonucu bağlayalım. Bu tosunlara kanan sanayicileri de BİZ SUÇLUYORUZ...
Belge satın alarak kaliteyi kirletenlerin...
Bu ülkenin, yıllık ortalama beş milyar dolarının yurt dışına gitmesine sebep olanların...
Gerçek kaliteden ayrılıp, sahte kaliteye yönelenlerin...
TSE varken, yabancıya gidenlerin...
TSE'nin faaliyetlerinden haberdar olmayanların...
Tosunlardan, tosuncuklardan ve TYT'lardan şikayet etme hakları var mıdır?
Şimdi, (A) maddesine bir örnek...
Bir OSB Bölge Müdürü, görev yaptığı OSB'ye, bir kuruluştan belge alacak... 
Alabilir mi, alabilir, bizim bir şey deme hakkımız var mı, YOK!
Ama şunu sorma hakkımız var; "Neden, TSE ile görüşmediniz ve TSE'den teklif almadınız?"
Bu soruyu herkes sormaz!
Ama Bursa'da, biz sorarız, sorduk da!
Çünkü; alnımız AK, geçmişimiz PAK, bir tosunluğumuz da YOK!..
Aldığımız cevaba bakın;
"TSE bu belgeyi veremiyor ki!"
Aslında , TSE'nin her türlü belgeyi "HAK EDENE VERDİĞİNİ" biliyor da, mesele tosunluk meselesi!
Ona, diyecek olduğumu dedim...
Tosunlara dikkat edin!..