Bazen öyle insanlarla tartışırım ki; haklı olsam da, HAKSIZ OLAN BENİM...

Doğruyu söylediğime eminim, ama ortam o denli değişik şahsiyetlerle doludur ki;  HAKSIZ OLAN BENİM!..

"Kalite" derim, meselenin "Kaliteli" olduğundan eminim, ama kalitesizlik o denli çoktur ki, Karaktersizler arasında KALİTESİZ OLAN BENİM!..

Konu mükemmeldir, proje harikadır, kurum yüz akıdır, hedef farklıdır, ama öyle insanlar vardır ki çevremde, BAŞARISIZ OLAN BENİM!..

"Niye uzatıyorsun Karamanoğlu, gel sadede" dediğinizi duyar gibiyim.

İşte hikaye, işte mesele...

Arif olan anlasın!

Ormanda Yaban Eşeği ile Kurt otun rengi konusunda tartışıyorlar.

Eşek otun renginin kırmızı, Kurt ise yeşil olduğunu iddia ediyor.

Tartışma büyüyüp, kavgaya dönüşüyor ve birbirini yaralıyorlar.

Ormanda huzur ve sükuneti bozdukları için Aslan kralın huzuruna çıkarılıyorlar.

Her ikisi ifadelerini verip, birbirinden davacı oluyorlar.

Aslan kral her ikisini iyice dinledikten sonra Eşeğe beraat, Kurt'a hapis cezası veriyor.

Kurt, haklı olarak itiraz edip, Aslan krala otun rengini soruyor. Aslan kral tereddütsüz yeşil diyor.

Kurt, madem otun rengi yeşil ve ben iddiamda haklıyım. Eşeği berat ettirip, bana ceza vermeniz haksızlık değil mi, diye serzenişte bulunuyor.

Aslan kral, Kurt'a dönüp, 'EŞEKLE TARTIŞTIĞIN İÇİN SENİ SUÇLU BULDUM!' diyor.

Velhasıl...

SUÇLU OLAN BENİM!..

***

ÇEVRE MESELESİ

 Çakalla yatıp, Aslanla kalkamazsın.

 Köpekle gezip, Kediyle dolaşamazsın.

 Tilkiyle bir olup, Kurtla birlik kuramazsın.

 Ne olursan ol,

 Ne yaşarsan yaşa,

 Ne gelirse gelsin başa,

 Nasıl doğduğun önemli değil,

 Kiminle olduğun, kiminle düşüp kalktığın önemli.

 Ayyaş ise dostun, camiye uğramazsın.

 Namert ile dostsan, mert ile buluşamazsın.

 Kiminle birlikteysen,

 Kimin kucağındaysan,

 Kimin otağındaysan,

 Kimin yatağındaysan,

 Onun nesebinde, onun mezhebindesin.

 Hırsızın dostunda, ar olmaz.

 Namuslu olanın hırsızla işi olamaz.

 Mesele çevre meselesidir.

 Çevren ahlaksızsa, sende de ahlak bulunmaz.

 Nasıl doğduğun, nasıl olduğun değil mesele,

 Kiminle olduğun,

 Kimin dümenine girdiğindir mesele.

 Kartal olarak doğsan bile,

 Tavuklarla dolaşıyorsan,

 Tavukların tüyünü okşuyorsan,

 Tavuğun sırtını kaşıyorsan,

 Tavuk sesi ile uyanıyorsan,

 Kartal doğmuş olman önemli değil,

 Gökyüzünde süzülen bir Kartal gördüğünde sakın iç geçirme,

 Senin işin, Tavuk çiftliğine girdiğin gün bitmiştir,

 Sen artık Tavuksun,

 Kartal olarak doğar, TAVUK olarak ölürsün...

 Mesele çevre meselesidir.

 "Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim!"

 Mesele budur!

***

AF YOK!

Her haltı ye!

Her puştluğu yap!

Zalim ol, zulmet!

Alim görün, aldat!

Müslüman görün, salyangoz sat!

Her şeyi bilerek, isteyerek, aklın başında yap!

Sonra!..

"Bu mübarek günler hürmetine, Allah'ım affet bizi!"

Öyle mi!..

Nah, affolursun!

"Kul hakkı" ne olacak!

Bilinsin ki, BÖYLE BİR DİN YOK!..

Allah, Kul hakkını affetmeyecek.

Aksine, Kulun hakkını almasını sağlayacak...

Dandik, dundik hocalara aldanıp da, kimse af beklemesin!

Af falan yok!

Herkes ektiğini biçecek...

Yani, af peşinde olanlar ayvayı yiyecek...