Doğu Türkistan Çin işkencesinde yaşam mücadelesi veriyor.

Türklerin çok eski yerleşim alanlarından biridir Doğu Türkistan.

Doğu Türkistanlıların suçu Müslüman ve Türk olmasıdır.

Diğer bir suçu ise petrol yataklarının üzerinde yaşamaları.

Petrol yataklarına sahip olmaları nedeniyle de yer altı zenginliklerinden mahrum bırakılmak ve güçlü olmaları engellenmek isteniyor.

Her nerede olursa olsun hiçbir insan zülüm karşısında sessiz ve sedasız kalmamalı.

Ama maalesef dünyanın birçok ülkesi işine gelmediği zaman sessiz kalıyor.

Zülüm ve işkence yokmuş gibi davranıyor.

Türkiye başta olmak üzere ve çok az bir ülkeden tepki var.  Müslüman ülkelerinde birlik ve beraberlik olmayınca vahşetin boyutları her geçen gün artarak büyüyor.

Çin zulmünün altında inleyen Doğu Türkistan’daki kardeşlerimize yeterli destek ve yardımlar yapılmıyor.

Filistin, Yemen, Arakan, Afganistan, Pakistan, Mısır, Libya, Irak, Suriye ve kısacası İslam coğrafyasının her yerinde emperyalist ve ideolojik savaşlar var.

Neden hep Müslüman coğrafyasında gözyaşı, kan, ölüm ve işkence var?

İki neden var bence.

Birincisi Müslüman coğrafyasında bulunan yer altı zenginlikleri.

İkinci önemli sebep ise Müslüman ülkelerin güçlenmesinin istenmemesi ve birlik içinde olmalarını engellemek…

Müslüman coğrafyasının zenginliklerini istedikleri gibi yağmalamak ve Müslümanları parçalayarak güçsüz bir hale getirmek başlıca amaç.

Bunun dışında da elbette başka sebepler var. Şer güçleri kendilerine göre inandıklarını yapıyorlar.

Ancak bizler, “Bizlere düşen görevleri ve sorumlulukları tam anlamıyla yapıyor muyuz?”

sorusunu herkes kendine soracak ve durumu sorgulayarak cevaplayacaktır.

Bilinçsiz olarak birçoğumuz farkına varmadan onların ürünlerini tercih ediyor ve satın alarak destek oluyoruz.

Kızıl Çin idaresi, Doğu Türkistan'daki Müslüman sayısını azaltmak için elinden gelen her türlü çabayı geçmişte gösterdi, bugün de gösteriyor. Soykırım yapıyor ve yapmaya da devam ediyor...

Benim Çin’e gitme fırsatım olmadı. Doğu Türkistanlıları yerinde görme şansım da olmadı ancak geçmişte Arabistan’da ticaret yaptığım dönemlerde birçok Doğu Türkistanlı ile sohbet etme imkânım olmuştu. Onlardan yapılan zulümleri çok dinledim. Çok çalışkan ve güzel insanlar

Doğu Türkistan’da yaşayan Müslüman Türklere karşı baskı, zulüm, işkence, insanlık dışı cinayetler ile din ve etnik soykırım uygulanmasına herkesin tepki göstermesi gerekir.

Sessiz kalınmaması gerekir. Firmalar ticaret yaparken iyi düşünmeli. Bireysel olarak ticaret yaparken dikkatli olmalıyız. Doğu Türkistan’a zülüm edenlere paramızla onlardan ürün alarak destek olmamalıyız.

Herkes gücü nispetinde Doğu Türkistanlı kardeşlerimize maddi ve manevi olarak destek olmalı.

Zulme sessiz kalmamalıyız. Acıları paylaşmalıyız. Dertlerine merhem olmalıyız.

İman ve inanç bunu gerektirir.

Devlet yetkilileri diplomatik adımlarını çok hızlıca ve kararlılıkla bir an önce atmalı.

Dünya kamuoyu oluşturulmalı.

Uygur gençleri, yaşlıları, çocukları, bebekleri, kadınları, kızları acımasızca öldürülürken bizler duyarsız olmamalıyız.

Doğu Türkistan'da yasaklar aşırı boyutlara geldi.  Çin zulmü zirve yaptı.

 

Toplama kamplarında neler olduğuna dair yeterli bir şekilde haber alınamıyor.

Yapılan asimilasyonlara dünya sessiz kalıyor.

Birleşmiş Milletler her zamanki gibi söz konusu Müslüman ve Türkler olunca sessiz.

Sözde insan hakları savunucusu devletler ise her zamanki gibi sessizlik ötesinde sağır ve dilsiz.

Böyle olunca Doğu Türkistan’da zulümler sessizce devam ediyor.

Ancak bizler sessiz kalmayalım. Doğu Türkistan Türkiye'nin ve Türklerin bir parçasıdır

Unutmayalım ve unutturmayalım.