Çatılar önemli de, asıl önemli olan tabanlardır.

Çünkü çatıları çatı yapan tabanlarıdır. Bu çatıların başarısı, üzerine kuruldukları tabanların sağlamlığı ile doğru orantılıdır.

Yani çatılar tabanların çıkarlarını, menfaatlerini ve beklentilerini karşılayabildikleri kadar var olur. Yoksa tabansız kalıp, yok olup giderler.

Bütün kuruluş, örgüt veya topluluklarda olduğu gibi camiamızın da irili ufaklı çatıları var. Kimileri sağlam, kimileri akıtır, kimilerine çatı demek için bin şahide ihtiyaç vardır. Olsun zarar yok.

Burada asıl önemli olan en tepe çatıdır.

Her ne kadar çatılar gücünü tabandan alsa da, çatının gösterdiği performans tabanın daha da güçlenmesine sebep olur.

Tabanın beklentileri karşılandıkça, sorunları çözüldükçe çatısı da o kadar daha sağlam olur.

Ama bu durumlar oralarda donanımlı, liyakatli kişilerin bulunması ile mümkün olabilir.

Özellikle bizim gibi muazzam potansiyeli olan camiaların çatı kuruluşları bu büyük camiaların beklentilerini karşılamaları için çok daha donanımlı olmak zorundadır.

Camiamız iş adamından bilim insanına, akademisyeninden aydın kesimine kadar müthiş değerlere sahip.

Bu insanları buralara çekemediğimiz sürece herhangi bir şeyi başarmamız mümkün değildir. Sadece bu kesimlerden değil, her kesimden kişiler olmalı.

Ki her kesimde donanımlı, kanaat önderi insanımız vardır.

Bu insanlarımız ile beraber geniş katılımlı çatı oluşturulmalı.

Yoksa herkes kendine göre faaliyetlerde bulunuyor. Hatta iş dünyamızın da kendi örgütleri, SİAD’ları var.

Onlar da çok önemli faaliyetlere imza atmakta.

Ama SİAD’lar da şunu anlamalı ki tek başlarına amaca yönelik herhangi bir başarı elde etmeleri mümkün değildir.

Sadece şehrimizde onlarca, ülke çapında yüzlerce SİAD var.

Tek başlarına sadece bunlardan biri olurlar.

Ama diğer derneklerimizle beraber hareket edilirse çok daha efektif, çok daha sonuç alıcı etki elde edilir.

Bunun yeri de konfederasyondur.

SİAD’larımız da konfederasyon bünyesine dahil olmalıdır.

Ama tabii bu mevcut yönetim kadrosu ile değil, ki saydığımız kesimler bu şekliyle buraya dahil olmak istemedikleri bilinen bir gerçektir.

Kimse yanlış anlamasın, konfederasyonun şu andaki yönetim kadrolarında son derece iyi niyetli, camiamıza büyük hizmetleri dokunmuş kişiler vardır.

Ama ortada tartışma götürmez bir gerçek de var.

Bu mevcut yönetim bu büyük camianın beklentilerini karşılamaktan, sorunlarına çözüm üretme kapasitesinden çok uzak.

Son zamanlarda ülkemizde, özellikle Balkanlarda yaşanan baş döndürücü gelişmelere camia olarak ne kadar hazırız?

Önümüzde duran birçok sorunu karar vericilerin nezdinde sunarak çözümleri konusunda ne denli hazırlıklıyız?

Konfederasyon yönetimi bir an önce bu camianın önde gelenleri ile bir araya gelerek yeni bir üst yönetim oluşturmalıdır.

Yukarıda bahsettiğimiz kesimlerin işin içine dahil olmasını istiyorsak bu yönetim kadroları yeniden oluşturulmalıdır.

Sonuç olarak camiamızın insanı artık somut neticeler beklemektedir.

Ve herkes şunu net olarak anlamalı ki bugüne kadar olduğu gibi bu beklentilere cevap verilemezse artık kabuğuna sığmayan bu camia farklı arayışlara giderek kendi çözümünü üretecektir. 

Aynen siyasette, nasıl ki yeni bir şeyler söyleyemeyen ve üretemeyen partiler tasfiye edilerek yerlerine yenileri geliyorsa, aynı durumlar bütün örgütler için de geçerlidir.