TBMM'de 27. Dönem 2. Yasama Yılı’nın mesaisi dün resmen başladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın genel kurulda yaptığı konuşmasında;

"Türkiye, 16 Nisan’da tarihi bir halkoylamasına, 24 Haziran’da da yine tarihi bir Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimine şahit oldu.

Osmanlı döneminde Tanzimat’tan Islahat’a pek çok deneme yapılmıştır.

Önce tek partili, ardından çok partili rejimleri denedik.

Özellikle, 2007 yılında yaşanan Cumhurbaşkanlığı seçimi krizi, artık yeni bir reformu, yeni bir değişimi kaçınılmaz hale getirmiştir.

Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak için yapılan her hamle, ülke olarak yaptığımız daha büyük atılımlarla karşılık buldu.

Anayasa ve yasalardan aldığımız yetkiler çerçevesinde yayımladığımız Cumhurbaşkanlığı Kararları ve Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri vasıtasıyla, milletimize söz verdiğimiz gibi, hızlı ve etkili bir icraat gerçekleştiriyoruz.

Elbette her geçiş dönemi gibi, bu süreçte de bir takım sıkıntılar yaşanıyor olabilir.

Tespit ettiğimiz her sıkıntıya anında müdahale ediyor ve hemen hal yoluna koyuyoruz.

Ancak ekonomide asla hak etmediğimiz ve ülkemizin gerçek durumunu kesinlikle yansıtmayan dalgalanma, bu tür sıkıntıların daha çok göze batmasına yol açıyor.

Aldığımız tedbirler, yaptığımız görüşmeler ve geliştirdiğimiz programlarla ekonomimizi yeniden dengeye kavuşturmaya başladık.

Ancak, bazı konular kanuni düzenleme gerektiriyor.

Kanunlar ancak sizlerin teklifiyle Meclis gündemine gelebiliyor.

Önümüzdeki dönemde Türkiye, temel ilkelerimiz doğrultusunda, başkalarının taleplerinden ziyade kendi menfaatlerini ve ihtiyaçlarını merkeze alarak politikalarını belirleyecektir.

Kurdaki yükselişin yol açtığı belirsizlik yavaş yavaş ortadan kalkıyor.

Tüm sıkıntıların çözümüne yönelik hazırlıklarımız, çalışmalarımız var.

Gerekiyorsa Anayasayı, gerekiyorsa içtüzüğü değiştirerek, Meclis’imizin etkinliğini ve itibarını artırmamız, hem demokrasimiz hem de milletimizin morali bakımından çok önemlidir" dedi.

                               ***

TBMM Başkanı Binali Yıldırım'ın ise yaptığı konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle;

"Kimse TBMM'nin sesini kısamaz.  Bu meclis her zaman bir çare kapısı olmuştur. Burada sadece sorunlar değil, çözüm yolları da konuşulacaktır. Milli meseleler de asla ihtilafa düşemeyiz.

Bizler gücümüzü milletten alıyoruz. Zaman zaman tartışırız. Esas olan müzakere edip, sonunda doğruyu bulmaktır. Bunlar çoğulcu demokrasinin gereğidir. Milli meselelerde asla ihtilafa düşemeyiz. Dünyaya söyleyecek sözü olan bir milletin evlatlarıyız. Güçlünün hukukun üstünlüğünün yaygınlaştığı bir dünya düzeni görüyoruz. Türkiye mazlumların haklarını savunmaya devam ediyor. Biz dünyaya söyleyecek sözü olan bir milletin evlatlarıyız.

Coğrafya bir kaderdir. Biz de zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Son zamanlarda ekonomimizde ağırlıklı olarak küresel kaynaklı bazı sıkıntıların yaşandığını biliyoruz. Ülkemiz benzeri sıkıntılarla geçmişte de karşılaşmış ve üstesinden gelmeyi bilmiştir. Kısa zamanda bu ve benzeri sorunların üstesinden geleceğimize inanıyorum" dedi.

Evet, yeni sistemle Meclis mesaisine başladı.

Sırada bekleyen ve biriken soru ve sorunlarımız var.

Hem Cumhurbaşkanlığı’na hem de aziz Meclis’e çok iş düşüyor.

Yeniden yeni bir sayfa açıldı. Yeni sistemi istemeyenlerle birlikte çoğunluğun onayı ile yeni bir sisteme girdik. Olumlu ve olumsuz yönleri herkese göre değişken de olsa da olumlu tarafından bakarak çok çalışarak, üreterek, satarak ve adil bir düzeni sağlayarak güçlü olabiliriz.

Kaynakları israf etmeden değerlerimizi tüketmeden imkânlarımızı ve gücümüzü kullanarak teknolojinin imkânlarından yararlanarak üretimimizi artırarak daha müreffeh yarınlara hazır olmamız zorunlu. 

İhtiyaç duyulan her alanda bir an önce yasalarımızı güncellememiz gerekiyor. Engelleri kaldırmamız gerekiyor. 

Yerli üretimi hak ettiğimiz yere getirmemiz lazım. Yatırımcıların önündeki gereksiz engelleri kaldırmamız şart.

Adilce ve ödenebilir bir vergi sistemine geçmemiz gerek. Yasalardaki eksiklikleri, boşlukları günün şartlarına uygun hale getirmek için Meclis’teki vekillere yetki ve sorumluluk verildi.

Sözün özü vatandaş konuşmaktan, vaatlerden ziyade sonuç ve çözüm istiyor haklı olarak.

Vatandaş özelikle temel gıdalarda yaşanan fırsatçılık zamlarına acilen çözüm bekliyor.

Lütfen herkes sorumluluğunu layıkıyla yerine getirsin. Sorun üretmesin. Bahaneler ortaya konup, bana ne denilmesin. Sorunlara çözüm üretsinler diye oradalar…