Moda Latince’den gelmiş "hemen şimdi" anlamına gelen "modo" dan türetilmiş kelimedir. İtalyanca’da ise değişiklik gereksinimi ve geçici yenilik anlamını taşır. Türk Dil Kurumuna göre, "Göreneğe bakarak daha kısa sürede çabuk değişebilen, geçici davranış giyim ve yaşam biçimidir. Moda kelimesi denilince ilk akla giyim gelse de, gerçekte geniş bir kavramdır. Sanat, mimari, edebiyat gibi alanları da kapsar. Modanın bir diğer anlamında, belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırı düşkünlüktür. İlk terzimiz; terzilerin Piri sayılan İdris Aleyhiselamdır. Ondan sonraki gelenlere ışık tutmuştur. Giyim insanın kalite ve değerini yansıtır. Boşuna dememiş Nasrettin Hocamız -Ye kürküm ye diye. Günlük kıyafetiyle düğüne katılmış kimse yüzüne bakmamış. Evine gidip kürkünü giyinerek tekrar gelince, düğünün baş köşesine oturmuşlar. İnsanlar arasındaki iletişimi de giyim sağlamaktadır. Bakımlı, alımlı, lüks giyiniyorsa hürmette kusur edilmez. Giyimine özen göstermiyor modayı takip etmiyorsan başkaları için önemsiz, değersiz, basit, fakir demekti.  Bu gözle bakılır toplum olarak, doğrudur.

Güven iyilik duyguları ile değil giyime göre değer yargılarımızı çalıştırıyoruz. Dilenciler bile giyimin önemini anladı. Temiz bakımlı giyinirse, daha çok para topluyor. Bakımsız kirli pis olursa iyi kazanmıyor. Alışverişte giyimine göre müşteriye özel muamele var. İyi giyinmiş birisi gelerek kredi kartıyla 10 TL’lik alışveriş yapıyor. Bir başkası, 100 TL’lik alışveriş yapıyor ama öncelik iyi giyimli olana veriliyor. Bir gün Dükkana eski elbiseli bir amca geldi. Dilenci zannettim. Adam kapıdan girerken elim kasaya gitti. Para isteyecek sandım, boş göndermek istemedim. İyi ki benden önce davrandı. Elindeki tapuları fotokopi çektirmeye gelmiş. Emlakçılara dağıtmak için, satmaya karar vermiş. Ben çekmekten yoruldum. Onun yanında fakir yoksul bendim. Yine bir gün eşim arabasına birini aldı. Bende onu bakımsız eski giyimli olduğu için yoksul sandım, acıdım, üzüldüm haline. Sonradan öğrendim. Adamda 150 tane daire varmış. Arsa zenginiymiş. Hepsi de kirada. Benim eşim onun boşalan dairesine kiracı bulmuş. Yine ıskaladım. Fakir bendim yanında. Başka zaman da inşaatın önünde eşimin tanıdığını gördüm. -Kolay gelsin inşaatın bekçiliğini mi yapıyorsun, dedim.  Çok patavatsız bir soru sorduğumun farkına sonra vardım. -Hayır dedi. -Bu İnşaat benim. Ben yaptırıyorum. diyerek son model arabasına binip gitti. Meğer müteahhitmiş. Ben onu bakımsız gördüğüm için zenginliği yakıştıramamışım. Parayla iman kimde bilinmez diye boşuna dememişler. Genelde böyle yanlış teşhis koyabiliyoruz çoğumuz. Doğru teşhis de bulunmak çok dikkat istiyor. Dolandırıcılık bu moda sayesinde en kazançlı meslek arasında. Dikkatli olalım. Saygılar