Aynı odanın içinde büyükleri dinleyerek ömrümüz geçti. Her şeyimizi bir odaya sığdırdık; ders çalışmayı, televizyon seyretmeyi, müzik dinlemeyi, sohbeti, misafir karşılamayı, yeme içmeyi, uyumayı…

Kendimize ait hiç özel odamız olmadı. Büyüdükçe kızlar bir odada erkekler bir odada yatarlardı.

Şimdiki Z kuşağının çocuklarının doğar doğmaz odaları hazırlanıyor. Geleceklerinde paylaşmayı değil de özel kendine ait bencilce bir yaşama hazırlıyoruz.

Bir ailede akşam sofrasında herkes toparlanır, birlikte yenilir içilirdi.

Şimdikilerde isteyen istediği saatte sofraya oturur, bazen dışarıda yer gelir. Evin içinde otelde yaşayan insanlar gibi herkes özel odalarında oturur, bilgisayar ya da telefonlarıyla oyalanır, istediği saatte odadan çıkarlar.

Canları isterse ya da ihtiyaçları varsa anne ya da baba ile konuşurlar.

Senin ihtiyacın varsa oflaya puflaya kızarak sinirlenerek yerine getirirler.

Genellikle isteksizdirler, mutsuzdurlar.

Canları hep sıkılır. Canları faydalı hiçbir şey yapmakta istemez.

Çoğunun hayattan beklentisi olmaksızın yaşarlar.

Evde yapılması gereken her şeye isteksizlik ve karşı çıkma, itiraz etme, ‘her şeyin iyisini ben bilirim, benim fikirlerim doğru, mantıklı düşünen benim, sizler cahilsiniz, geri kafalısınız, modern olamıyorsunuz, yaşamayı eğlenmeyi bilmiyorsunuz’ gibi eleştirileri eksik olmaz.

Para biriktirmek, yarınını düşünmek gibi istekleri hiç olmaz.

Sadece gezmek, eğlenmek, alışveriş yapmak en büyük zevkler arasındadırlar.

Hayatı hep tatil olarak görmek isterler.

Her gün bayram olsa da yine de yetmez gençlerimize.

Saygı çocuğunda bulunmaz. Cevap vermeleri gereken varsa kendilerince karşılarındakilerin yaş farkına bakmazlar.

Onlar için sadece içinden geçen sözleri aktarmak önemlidir.

Sorsan sebebini “içimizde dışımızda bir. İnsanın yüzüne söyleriz, arkasından konuşmayız. Sizin gibi ikiyüzlü değiliz” diye savunmaları geçerlidir.

Saygısızlığın adını doğruluğa çıkartırlar.

Haklarına son derece düşkündürler.

Kendilerinde hak sahibi gördüklerinde asla yolundan çeviremezsin, dediğim dediktirler. Taviz verdikleri çok nadirdir.

Toplu taşıma çoğu gençler biz büyükleri tanımazlar. Yer bulduklarında otururlar, ellerindeki telefonlarından gözleri sizi görmez.

Siz büyükler onların yanında sürekli yanlış yapan tarafsınız.

“Bir gün de akıllı olun. Doğru tarafta olun be büyükler! Nedir bu gençlerin sizlerden çektikleri!”

Bırakın özgürlük anlayışlarını nereye kadarsa oraya kadar gitsinler. Belki duracakları durağı bulabilirler.

Karışmayalım kendi hallerine bırakalım.

Gerçekten hiçbir şeylerine karışmadan bırakırsak, nereye kadar, nasıl yaşayacaklar belki ömrümüz yeter de görürüz.

Bu düşüncelerim bütün gençler için değil.

Öyle olgun, anlayışlı, ailenin bütün sorumluluklarını üstlenmiş, küçük yaşta çocukluğunu yaşamadan büyük insan olmuş, aileyi bir arada ayakta tutmasını bilen öyle koca yürekli gençlerimiz var ki aramızda onların önünde saygıyla eğiliyorum. Keşke bütün gençler sizler gibi aynı zihniyette olabilirseler…

Saygılar…