Rusya’nın Minsk Anlaşmalarına aykırı bir şekilde Ukrayna’nın doğusundaki ayrılıkçı Donetsk ve Luhansk bölgelerinin bağımsızlığını tanımasının ardından başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere neredeyse bütün Avrupa Birliği ülkeleri ve elbette Türkiye’de bu durumu kınadı. Kınamasına kınadı ama Yunanistan, Türkiye’nin kendisi için Ege’de bir tehdit unsuru olduğunu öne sürerek Lozan ve Paris Antlaşmalarının aksi yönündeki hükümlerine rağmen Doğu Ege adalarını silahlandırma politikasını devam ettiriyor. Hemen Türkiye’nin ana karasının  karşısında olan geceleri ışıkları görülen adaların tam gaz silahlandırılması ve buna daha geçen hafta A.B.D Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün bu durumun Yunanistan’ın kendi topraklarına sahip çıkabileceği mealindeki yorumu daha hala akıllarda.

Elbette Rusya’nın uluslararası anlaşmalara aykırı olarak ayrılıkçı bölgelerin bağımsızlığını tanıması düşünülemez. Ve bu anlamda Avrupa, A.B.D ve neredeyse bütün dünya bu durumu tasvip etmediklerini zaten açıkladılar. Fakat çuvaldızı da birazda kendilerine batırmalılar.

Rusya uluslararası anlaşmalara uymadığında kınama ,protesto ,anlaşmalara uymaya davet ve bir sürü açıklamalar ,lakin  Yunanistan Uluslararası anlaşmalara uymayarak Türkiye’nin burnunun dibindeki adalara silah yığmasına ses çıkarmadıkları gibi “kendi topraklarında her türlü tasarruf hakkıdır” denilmesi gerçekten inanılmaz. Fakat bu durum ne ilk ne de son. Uzun yıllardır Avrupa Birliği’nin onca taraflı kararları bir sürü demokratikleşme çabasına rağmen başta serbest dolaşım olmak üzere hiçbir gelişme olmaması vesaire vs,  size burada onlarca madde sıralayabilirim. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu lafı da cuk diye oturdu sanırım bu tür uygulamalar karşısında.