Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, ‘Mübarek Ramazan ayının ilk cuma günü okuduğu hutbede Kur'an-ı Kerim’de yer alan Lût kavminin lanetlenmesi ile ilgili, “Ey insanlar. İslam, zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir bunun hikmeti. Yılda yüz binlerce insan gayrimeşru ve nikahsız hayatın İslami literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim" ifadelerini kullanmıştı.

Bu hutbe üzerine ‘az sayıda’ insan şeytanın sözcülüğüne soyundular.

O hutbe sözlerinde, şaşılacak ve hayret edilecek herhangi bir şey görmedim. Söylenenlerden de hiç rahatsız olmadım.

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik edecek ve kan kokan bir söylem de görmedim.

Bu yıl HIV/AIDS bulaşmış kişi sayısının 41 milyon 747 bin 831 kişi olduğunu biliyor muydunuz?

Yine bu yıl HIV/AIDS'in sebep olduğu ölüm sayısının 546 bin 366 kişi olduğunu biliyor muydunuz?

Bu işte asıl muhataplardan bir tepki gelmedi.

‘Eşcinseller’ sessizler.

Ancak, yine bazı azgın azınlık niye bu kadar rahatsız oldular ve tepki verdiler anlaşılacak gibi değil ama şaşırılacak çok şey var.

Maalesef her devirde her yerde bu tip eski virüslere rastlanıyor. Yeni tip koronavirüsü zamanla çözeriz ancak bu azgın azınlığın virüsüne dünya asırlardır çare bulamadı.

Tedaviyi reddettiklerinden de olabilir.

Birde vitrindeki görüntüleri ile görünmeyen derinlikteki görüntüleri çok farklı olduğu için.

İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işlerin daha sağlıklı yürümesi için Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kuruluş gayesini ve amacını ne çabuk unuttular bu azgın azınlık.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı hedef alanlara haklı olarak tepki gösterdi.

“Diyanet İşleri Başkanımız dini noktada önemli bir gerçeği dile getirmiştir. Herkes haddini, yerini bilecektir. Diyanet İşleri Başkanımıza yapılan saldırı devlete yapılan saldırıdır” dedi.

Bu konuda bize bu işin bilgi kaynağı olan yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerim’in 29.suresi olan Ankebüt suresinin 28 ila 32 ayetlerinin mealini, doğru anlaşılması ve idrak edilmesi açısından bir kez daha beraber okumamız yararlı olacaktır.

28. Lût’u da (gönderdik). O, kavmine demişti ki: Gerçekten siz, daha önce hiçbir milletin yapmadığı bir hayâsızlığı yapıyorsunuz!

29. (Bu ilâhi ikazdan sonra hâla)siz, ille de erkeklere yaklaşacak, yol kesecek ve toplantılarınızda edepsizlikler yapacak mısınız! Kavminin cevabı ise, şöyle demelerinden ibaret oldu:(Yaptıklarımızın kötülüğü ve azaba uğrayacağımız konusunda) doğru söyleyenlerden isen, Allah’ın azabını getir bize!

30. (Lût:)Şu fesatçılar güruhuna karşı bana yardım eyle Rabbim! dedi.

31. Elçilerimiz İbrahim’e (iki oğul ihsan edeceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: Biz bu memleket halkını helâk edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.

32. (İbrahim)dedi ki: Ama orada Lût var! Şöyle cevap verdiler: Biz orada kimlerin bulunduğunu çok iyi biliyoruz. Onu ve ailesini elbette kurtaracağız. Yalnız karısı müstesna; o,(azapta)kalacaklar arasındadır.

Allah’ın (c.c.) emirlerini tartışmak, karşı gelmek hiç kimsenin haddine değildir.

Bu emirler kıyamete kadar geçerlidir.

Size icraat ve inkar arasındaki kırmızı çizginin püf noktasını da aktarayım.

Mesela birisi der ki bu devirde faiz, zina, insan öldürme haram olur mu? Hangi devirde yaşıyoruz deyip Allah (c.c.) emirlerini inkar ederse küfre gider.

Birisi de derki evet faiz ya da zina haram ancak çaresizlikten, beceriksizlikten, şuursuzluktan vs. yaptım Allah (c.c.) afetsin derse günahkâr olur.

Onun için çok ama çok dikkatli olmamız gerekiyor.

Allah (c.c.) emirlerinin devri olmaz. Kıyamete kadar her daim geçerlidir.

Unutmayalım ki ‘evrensel insan hakları’ hiç bir zaman Allah’ın emirleriyle çatışmaz.

Vakit varken tevbe edenlerden olalım.

Allah’ın (c.c.) emirlerini gücümüzün yettiği kadar tatbik edenlerden olalım inşallah.