Teknolojinin gelişmişliğinden midir?
İnsanımızın sütünün bozulmuşluğundan mıdır?
Hayvanlara eziyet konusunda zalimliğimiz gazete haberlerinde, televizyon ekranlarında çok öne çıkmaya başladı.
Be, Ey Allah'ın kulları ne istersiniz bu canlardan!..
Hani Müslümansınız ya, hani Allah'a inanıyorsunuz ya, o zaman Allah'ın şu sözüne neden kulak vermezsiniz.
"Hayvanlar benim sessiz kullarımdır. Onlar şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklardır!.."
Daha söze gerek var mı bundan öte...
Peki ey Rize Kalkandere'de çalışan işçi! 
Faraşla süpürüp köprüden dereye attığın köpek yavrusu, şimdi senin boynuna cehennem kırbacı olup yapışmaz mı!.. 
Ben deliyim diyerek Allah'ı kandırma iddiasında bulunabilecek misin o zaman?..
Bak bu kafadaki insanlara bir de Hazreti Muhammet'ten örnek vereyim...
O yüce mübarek insanı önder kabul ediyorsan, Allah'tan sonra imanın ikinci derecesini kabul ediyorsan şu yazılanları iyi okuyacaksın.
Müezza bir sokak kedisi idi. Mekke’nin kavurucu sıcağında Hz. Muhammed'in şefkatine mazhar olmuştu. Kendisi de sıkı bir kedi dostu olan Ebu Hureyre (anlamı kedi babasıdır) Hz. Muhammed’in kedilerin ticari alım satımını yasaklattığını aktarır hadislerde.
Hz. Muhammed kedisi Müezza'yı o kadar çok severmiş ki, Müezza bir gün sedirde oturan Hz. Muhammed'in giysisinin ucunda uyuyakalınca kediye kıyamayan Peygamberimiz, giysisini keserek sedirden kalkmayı tercih etmiş.
Yani şimdi böyle bir inanç önderin varken bir hayvanın uykusuna kıyamayan Peygamberin varken sen nasıl o cana kıyabiliyorsun...
Bir daha tekrarlıyorum, ey cani ruhlu ama Müslüman görünümlü insan!
Peygamberin Hz. Muhammed uykusuna kıyamıyor, sen ise canına kast ediyorsun, bir hayvanın. 
Bunu Müslümanlığın hangi kefesine koyacağız şimdi…
Senin gibiler yüzünden, Müslümanlar 'kaka, barbar' damgası yiyor.
 
***
 
Bir örnek de Anadolu erenlerinden Hazreti Mevlana'dan… 
İnsanoğluna "öldürmemeyi, incitmemeyi, onun yerine sevmeyi, çok sevmeyi" öğretmeye çalışan Hz. Mevlana'nın velilerinden biri de Pir Esad Sultan ya da halkın arasında yayılan lakabı ile Pisili Sultan'dı. Bu lakap boşuna değildi, tıpkı Hazreti Muhammed ile ilgili hadisleri bizlere aktaran Kedi Babası lakaplı Ebu Hureyre gibi. Pisili Sultan kedileri çok severdi. Çok sevdiği kedisi de ölümünden sonra sandukasının hemen sol tarafına ayakucuna gömülmüştü.
Evde kedi beslenebilir ve sevaptır. Çocukların merhamet duygusunun gelişmesine katkıda bulunurlar. Nitekim Allah dostlarının çoğunun evinde ve etrafında kediler vardı.
Sahabi bir gün sormuş “Ey Allah'ın elçisi, bize hayvanlara yaptığımız iyilikten dolayı da sevap mı var" diye. 
Peygamberimiz yanıt verir: “Evet, can sahibi her varlığa yapılan iyiliğe sevap vardır." 
Hadi şimdi hayvanlara kötülük yaparken bir kez daha düşünün.