Putlaştırmanın, ilahlaştırmanın, tapmanın alemi yok diyen, kulak tırmalayan sesler duyuyorum! Tapmak; Yaratıcıya inanmak onun emir ve buyruklarına kulluk etmektir.
Senin put dediğin heykeldir.
Heykelde taş, tunç, bakır, kil, alçı, ağaç, fildişi gibi maddelerden kalıba dökülerek, yontularak ya da yoğrulup pişirilerek yapılan insan, hayvan vb. biçimlerini yansıtan sanat yapıtıdır.
Duygusuz hareketsiz ruhsuz gibi görünse de o sanat eserini yapanın duygusunu, hareketini, ruhunu görmezden gelmişsin anlamakta güçlük çekiyorsun demektir.
Ben de diyorum ki, can sıkmanın, eveleyip gevelemenin, saygısızlığın alemi yok.
Sevmeyebilirsin!
Köhnemiş fikirlerin kendinle kavga edebilir!
Görselsiz görüntüler beynini meşgul edebilir, birileri zihnini zorlayabilir!
Ama bu senin saygısız olacağın, bir başkasını yoracağın anlamını taşımaz!
Benim kimi sevip sayacağıma ise sen karar veremez, etki altında bırakmaya çalışamazsın.
Ben bu hakkı sana, ona, şuna, buna vermiyorum.
Ben bir kadın olarak, bir erkeğin 4., 5. karısı olmadığım için ilahlaştırdığım o büyük insana minnet duyuyorum...
Putlaştırdığım liderin haremine girmek için inancımı, imanımı satmıyorum...
Başımı deve hörgücü gibi sarıp, kara çarşafa bürünüp, Yahudi geleneğiyle yaşamıyorum...
Bugün hür irademle karar verdiğim için, seçme ve seçilme hakkına sahip olduğum için, öğrendiğim, okuduğum, yazdığım için o emsalsiz insanı seviyorum...
Kimliğimde ismimi, anamı, babamı, dedelerimi, yerimi, yurdumu bildiğim için o kahramanla gurur duyuyorum...
Kadını diri diri toprağa gömülmekten taşlanmaktan kurtardığı için hayatın her alanında kadını yücelttiği için o "deha" ile gurur duyuyorum...
Farklı, manevi kültürleri bir arada tutmayı başarmış, bir yaptığı, birlik yaptığı halkını, milli ve teknik kültürle medeniyete taşımış o Büyük Önder’e teşekkür ediyorum...
İnsanların zekasıyla inancıyla umuduyla özgürlüğü ile alay eden barbarlara haddini bildirdiği için iyi ki bizim Atamız diyorum...
Anıtkabir'e gidip namaz kılmıyorum, pervane gibi etrafında dönmüyor, eteğini öpmüyorum...
İstirahatgahına bozuk para saçmıyor, etrafına çaputlar bağlayıp bana ev, araba, iş ver diye yalvarmıyorum...
Heykelinin, büstünün, portresinin karşısına geçip adaklar adayıp rüşvet istemiyorum...
İstiklâl Marşı’nı okurken tarikat cemaatvari sağa-sola savrula savrula zıplayıp ağuluğul çirkinleşmiyorum...
Günah çıkarmak için vücudumun her bir yerine şişler batırıp ben dinciyim demiyorum...
Saygı duruşunda durmam beni ezmiyor, küçültmüyor, yaftalamıyor, onurumu gururumu kırmıyor!
Bir dakika ayakta olmam onun izinde yürüyeceğimin onun ilke ve inkılâpları ışığında ilerleyeceğim anlamını taşıyor.
Yoklukla kıtlıkla savaşırken yanmış, yıkılmış viraneden yeni bir vatan doğurmak, beslemek büyütmek, dünyaya tanıtmak her babayiğidin harcı değil!..
"Her kişi yiğit doğmaz, er kişi kahraman olur." 
Kahraman olarak yaşamak bir tek ona ve askerlerine yakışıyor.
Bu vatanın yeşiline mavisine sarısına kahverengisine can katıp toprak yapan o 'Öncü'ye' nasıl minnet duymam, nasıl sevmem, saygı duymam? 
Onunla yola çıkan, ona inanıp toprağını, arını, namusunu koruyan aziz şehitler için nasıl ağlamam, üzülmem?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk...
O Andımızı çocuklara armağan etti.
Sevin, sayın, doğru olun, çalışın, ileriye gidin dedi.
Gençliğe hitap etti...
Her Türk genci birer Mustafa Kemal, beni en iyi gençler anlayacak, benden aldıkları bayrağı daima dalgalandıracak dedi ve gençlerin birer aydınlık olduğuna inandı.
İstiklal Marşı bizim gücümüzün, kurtuluşumuzun, başarımızın, bütünlüğümüzün simgesidir.
Bütün dünya ülkeleri bizi Mustafa Kemal Atatürk'le, İstiklal Marşımızla, Ayyıldızlı Bayrağımızla tanıdı, bildi, kabul etti ama benimseyemedi, hazmedemedi!
Sen de bu hazımsızlığa yol verdiğin için, dirayetsizliğinle cehalete yenik düştüğün için, Milliyet, Hürriyet fukarası olduğun için, kul hakkının dibini sıyırdığın için, kanla sulanmış Türk bayrağı muhakkak bir gün yakana yapışacaktır!..
Sen, sen, sen!
Haddini bil!
Silkin kendine gel!
Bilmiyorsan öğren!
Öğrenmiyorsan utan!
Onurun yoksa kazan!
Gururun yoksa git!
Ben;
Akdenizim-Karadenizim...
Doğuyum-Batıyım...
Ben Anadolu'yum...
Ben Halkım...
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşıyım...
Heyy sen! Sen kimsin? Nesin! Nerden geldin? Kimlesin, nereye gidiyorsun? Niçin yaşıyorsun