Korona virüs salgını ilk Çin’in Wuhan Kenti’nden duyuldu. Hiç düşünmezdik Türkiye’ye geleceğini. Şimdi biz bu illetle mücadele ediyoruz.

Hep başkalarından duymak görmek durumun ciddiyetini çok fazla anımsatmadı bana. Ta ki geçtiğimiz günlerde ailemden birkaç kişinin testinin pozitif çıkmasını öğrenene kadar.

Ne kadar büyük bir korku anlatamam. Bir haftadır hasta olduklarını biliyorduk ama küçük bir soğuk algınlığı olarak düşündük. Birbirimize gelip gittiğimiz yoktu. Onlarda dışarı çıkmıyordu. Aklımızın ucundan bile geçmedi.

Hastaneye gitmişler şikayetlerini söylemişler ve teste alınmışlar. Test sonucunu yarın alırsınız diyip eve göndermişler.

Bizde her zamanki gibi uyandık kahvaltı yapıyorduk ki zil çaldı. Balkona çıkıp bakmamla üzerimden adeta kaynar sular döküldü. Her gün basında gördüğüm o beyaz kıyafetli polis memurları ve sağlık ekipleri bizim kapıdaydı.

Sonuçlar pozitif çıkmış ve ailede olan diğer üyeleri test etmek için gelmişler. Biz görüşmediğimiz için bize test yapmadılar.

Meğer ne kadar ciddi bir durummuş bu.

İnsan kendi gözüyle görmeden anlamıyormuş.

Çok şükür ki durumları iyi, meğer virüsün 10 gününü evde geçirmişler. Buda açıkçası bizi rahatlattı. Apartman karantinaya alındı, giriş çıkış yasaklandı. Eve gönderildiler ve evde ilaç tedavisine başladılar.

Her gün arıyoruz durumlarını soruyoruz.

Bunları neden anlatıyorum gelince… Biz millet olarak bazı şeylere meydan okumayı bir görev addediyoruz.

Normal hayatımıza devam ediyoruz.

Haber için birkaç defa Heykel’e, pazara, çarşıya gittim ve gördüklerime inanamadım. Herkes meydan okurcasına dışarıda hayatına devam ediyor.

Ha, şunu da belirtmek isterim ki, benim ailemde dışarı çıkan yok, hasta olan aile üyelerimden biri birkaç kez bankaya gidip sıraya girmiş ve birkaç kez dışarıdan yemek söylemişler. Bu da ya bankamatiğin önünde sıra beklerken bulaştı, ya çektiği paradan bulaştı ya da dışarıdan söylenen yemekten diye düşündük.

Bir haftadır Gürsu’da oturduğum mahallede belki de ambulans gelmeyen ev kalmadı diyebilirim. Durum ciddi…

İnanır mısınız hala bu bir oyun diyenleri duyuyorum.

Aklım almıyor evet oynanan bir oyun var ortada, ama oyun bize kaderin oyunu.

Saklambaç gibi mesela. Biz saklanıyoruz o bizi bulmaya çalışıyor.

O dışarıda bizi arıyor biz evimizde saklanıyoruz.

Gelin bu oyundan galip çıkalım evimizden çıkmayalım.

En sonunda gururla sobeleyelim olmaz mı?