Hafta başında sağlık camiasının ayağa kaldıran bir saldırı yaşandı.

Sağlık çalışanlara bir saldırı daha..

Diş Hekimi bir arkadaşımız  ceviz kabuğunu doldurmayacak bir sebeple
tehlikeli şekilde göğsünden bıçaklandı.

Özellikle son yıllarda sağlık camiasına yapılan fiziki saldırıların, sözlü tacizleri saymıyoruz bile, ciddi şekilde artmasına rağmen bir
türlü bunun önüne geçecek tedbirler alınamıyor.

Bu tür fiiller neden bu boyutlara ulaştı?

Esas buna bakmak lazım.

Bazı alanlar vardır temel ayarları ile oynanamaz.

Üzerine kurulu oldukları denklemleri kafanıza göre ikide bir
değiştirmeye kalkarsanız zaman içinde oralarda kontrolü kaybedersiniz.

Ekonomi,Eğitim, Sağlık her toplumun en önemli temel direklerindendir.

Reform adı altında içinde barındırdıkları esaslara aykırı
değişiklikler yoluna gidilirse kaçınılmaz sonuçlar da ortaya çıkar.

Çağın gelişimine uygun iyileştirmeler tabi ki olmazsa olmaz.

Ama siz her alanın kendine göre hassas dengeleri ile oynamaya
kalkarsanız hele ki popülizm adına bunu yaparsanız sistem çıkmaza
girer.

Eğitimde son on beş yılda geldiğimiz seviye ortada.

OECD ülkeleri içinde ilk on üçten sondan ikinciye geriledik ve yıllarca
o seviyelerdeyiz.

Sağlıkta yine aynı şekilde:

Artan şiddet olayları orada yaşanan olumsuzluklardan sadece bir tanesi.

Ekonomiden bahsetmeye gerek yok.

Zaten herkes durumu bizzat yaşayarak fazlasıyla hissediyor.

Sıkıntılar ortada.

Burada esas olan olumsuzlukları düzeltmek için alınacak tedbirlerdir.

Saydığımız alanlarda bir çok tedbir de alınmadı değil.

Ancak bu güne kadar hisssedilir bir iyileşme elde edilememiştir.

Çünkü bizim tıp diliyle anlatacak olursak çözümler etiyolojik (nedensel ) değil, semptomatik (belirti) ele alınmakta.

Yani öncelikle teşhisi iyi koyacaksınız ve tedaviyi ona göre yapacaksınız.

Geçici tedbirlerle bu sorunlar kalıcı olarak çözülemez.

Örnekle anlatacak olursak: Bir kişinin başı ağrdığında siz ağrı kesici
verip gönderirseniz ağrısını giderirsiniz, ama baş ağrısına sebep olan
durumu ortadan kaldırmadığınızdan bir süre sonra kişi yine baş ağrısı
ile size gelir.

Oysa asıl tedavi edilmesi gereken baş ağrısına sebep olan hastalıktır
ki sorun kökten halledilsin.

Son yıllarda hastanelere başvuran hasta sayısındaki artışın en önemli
sebeplerinden biri de budur.

Hastanın sorunu temelden çözülmediğinden aynı kişi aynı hastalığından
dolayı tekrara tekrar hastaneye başvurmak zorunda kalmakta.

Ama siz popülizm uğuruna bir hekime günlük normalde bakması gereken
hasta sayısının çok üstünde hasta bakma zorunluluğu getirirseniz
ortaya çıkacak sonuç da ancak bu olur.

Yani yine dönüyoruz başta yazdıklarımıza:

Her alanın kendine göre dikkat edilmesi gereken hassas dengeleri vardır.

Yenilik ve iyileştirme yapılırken öncelike bu denklemler göz önünde
bulundurarak ve sorunların esas nedenine göre çözüm üreterek
yapılmalı.

Sorunları sadece semptomatik ele aldığınızda;

Mesela konumuz olan sağlıkta şiddeti ele alacak olursak, siz sadece
şiddet uygulayanlara ceza arttırımı ile yetinirseniz kalıcı sonuç elde
edemezsiniz,ki cezaların arttırılmasına rağmen edilemdiğini görüyoruz.

Demek ki neymiş?

Çözüm etiyolojik olmalı ki kalıcı olsun.