Altı yıl önce dönemin Sağlık Bakanı tarafından ve başından beri ısrarla bu uygulamanın başarısız olacağını söyleyen Sendika, ilgili STK’lar ve herşeyden öte doğrudan konuyla alakalı sağlık çalışanlarının görüşleri dikkate alınmadan uygulamaya sokulan “Kamu hastaneler birliği” adlı sisteme beklendiği gibi fiyasko ile sonuçlanarak son verildi.

Kendi adımıza da uygulamaya konulan bu yeni sistem sağlıktaki sorunların çözüm noktasında herhangi bir katkı yapmayacağı gibi büyük zararlar vereceğini vurgulamıştık ki bu sözlerimizi mesai arkadaşlarımız çok net hatırlayacaklardır. Nitekim aynen de öyle olmasının ötesinde devletimize yüz milyonlarcafuzuli masraflara mal olmuştur.

..Ve bunun hesabını birileri vermeli ki öncelikle bu paralar, herkesin uyarılarına rağmen kimseyi dinlemeden bu sistemi uygulamaya sokan kişilerden tahsil edilmeli.

Bir diğer yanlış uygulama da hekimler için yürürlüğe konulan performans sistemidir.

Bu uygulamada da sırf performans yapmak adına birçok gereksiz işlem, tetkik ve ameliyat veya hastaların gerekli gereksiz kontrole çağırılması ortaya çıkmıştır ki bu da SGK bütçesine inanılmaz ilave yükler bindirmiştir.

Bu durumda ilgili kurum ve kuruluşlarla tartışılıp, ortak akıl ile devreyesokulmadığından faydasından çok zararı ortaya çıkmıştır.

Bu konuda en uygun sistem “Tam gün” uygulamasıydı.

Yani isteyen muayenehane çalıştırabilir, isteyenin tam gün mesai yaparak daha farklı ücret aldığı sistemdi ki bu sistemde hekimlerin önemli çoğunluğu muayenehanelerini kapatmıştı.

Bu konuların hepsi ayrı ayrı irdelenmesi gereken konularda sağlık alanında yapılan en büyük yanlışlıkların başında popülizm uğuruna sağlık çalışanlarının adeta hastaların önüne “atılması” olmuştur.

Bu konuda da birçok defa yazmış ilgililere uyarılarda bulunmuştuk.

Bunun kısa vadede geri dönüşü olumlu gibi görünse de orta ve uzun vadede olumsuz sonuçlar doğuracağını defalarca belirttik.

Nitekim bugün baktığımızda ne hasta kuyrukları yok olmuş, ne hastalar dertleri derman bulmuş durumda.

Derman bulamadıkları için hastalar doktor doktor,hastane hastane dolaşmak zorunda kalıyor.Bu durum muayene olan hasta sayısını gösteren istatistiklerde çok açık olarak ortaya çıkarmakta.

Ama bu durumlar göstere göstere gelmiştir.

Siz sağlık personelinize sahip çıkmadan, popülizm uğruna hasta ve yakınlarının önüne atarsanız alacağınız geri dönüş de bu olur.

Her gün sayısız sağlık çalışanı sözlü ve fiziki tacize maruz kalmakta. Onur kırıcı söz ve hakaretlere maruz kalmalarına rağmen, bu işlerle uğraşmak zorunda kalmamak için birçok sağlık çalışanı bu durumları adli makamlara yansıtmamakta. Bu olmayınca hasta ve hasta yakınları daha çok cesaret bulup işi her geçen gün daha da ileri boyuta taşımakta.

Burada yapılması gereken bakanlığın ivedilikle personelinin haklarına yönelik çalışmalar yürütmesidir. Bu sadece yasal düzenlemelerle olmaz.

Sağlıkta kalitenin arttırılması, yeni binalar, yeni cihazlar alarak olmadığını, kalitenin arttırılmasının en temel prensiplerin başında insan faktörü olduğunu anlamalıdır birileri.

Sağlık çalışanlarına yönelik yapılan her türlü saldırıları önleme çalışmaları kapsamında her hastane veya sağlık kuruluşunda hukukçu bulunmalıdır.

Personele saldırı, hakaret veya onur kırıcı davranışlarda bulunanlara sağlıkçılar değil, vekalet verilen hukukçuları işlem yapmalı.

Çalışanınıza saygı göstereceksiniz ki karşılığı aynı olsun.

“Saygı düzenin anahtarıdır”M.K.Atatürk