Bulgaristan cumhurbaşkanlığı seçimleri geride kaldı ancak yankıları hala devam etmekte.

Rus yanlısı bir partinin adayı seçimleri açık ara kazanınca bazı kişilerin kafasında,eğitiminin bir kısmını ABD’de almış bu asker acaba gerçekten Rus yanlısı politikalar izler mi diye  soru işaretleri oluşmuştur.

İzlemesine Rus yanlısı politikaların alasını izler de bizim burada bahsetmek istediğimiz konu başka.

Öteden beri Bulgar halkında her ne kadar Sovyetler birliği döneminden Ruslara karşı bir tepki olsa da bunların bilinç altı her zaman Rus yanlısı olmuştur diye yazdık.

Eninde sonunda dedik bu duygular geri gelecektir ve buna da ayrıca Batının egoist, her zaman kendi menfaatini ön planda tutan politikaları da yardımcı olcağının altını çizdik, ki aynen de bu oldu.

Her kim bu seçimleri sadece adayların arasındaki farktan kaynaklandığını düşünüyorsa ileriki zamanda yanıldığını net olarak görecektir.

Çünkü Bulgar halkı her geçen gün Batılıların iki yüzlü yaklaşımlarını daha net idrak etmeye başlamıştır.

Bu durumu özellikle Batıda çalışan Bulgarların daha iyi anladığını da belirtmiştik, ki oradan Rus yanlısı adaya açık ara daha fazla oy çıkmıştır.

Bundan böyle Bulgarıstan siyasietinde Rus yanlısı partilerin daha fazla prim yapacağı açıkça belli olacaktır.

Ama biz buradan asıl başka bir duruma  dikkat çekmek isteriz.

Nedir bu durum? Şudur:

Sadece Bulgaristan değil, Romanya başta olmak üzere eski Doğu bloğu ülkeleri de,şu ana kadar Batı yanlısı politikalar izleyen  eski Sovyetler Birliği cumhuriyetleri de, (Azerbaycan da dahil), Rusya ile stratejik işbirliğine gideceklerdir. Hatta daha ilerisini de söyleyelim:

Hani şu referandum ayaklarına topraklarının Kırım dahil önemli bir bölümüne Rusya tarafından adeta el konulan Ukrayna diye bir ülke var ya.

İşte bu ülke bile eninde sonunda Rusya ile işbirliğine gidecektir.

Rusya’ya dönüş konusunda  birçok sebep sayılabilir.

Bu konuda ayrıca yazılar yazarız, ama Bulgaristan halkı maalesef Rusya’ya dönüş moduna girmiştir.

Birçok defa dediğimiz gibi Bulgaristan’ın Avro-Atlantik istikametinde kalması bizim için çok daha hayırlı olurdu ama er veya geç Bulgaristan kendi doğrularını bulacaktı ve  buldu da.

Bundan sonra önemli olan bizim hangi adımları atacağımızdır.

Önemli olan bizim kendi startejilerimizi ve planlarımızı oluşturmamızdır.

Her ne kadar şu anda Rusya ile ilişkiler normal seyretse de bundan öte daha ileriye stratejik ortaklık seviyesine gitme ihtimalimiz yoktur.

Biz bunu başından beri Rusya devlet başkanı ile görüşmeler yapılırken ve o zamanlar bir çok yazar ve siyaset bilimci bu görüşmeleri abarta abarta anlatırken ve hatta bazıları bizi hemen ”Şangay beşlisine” sokmuşken bile bu ilişkilerin ancak uçak düşürülmeden önceki seviyeye geri döner ve bundan öteye geçemez diye yazdığımızda birileri ;

“Neden olamasın? Bizi engelleyecek biri mi var? “ demişti de bunlara bekleyip görelim bakalım daha ileri gidebilecekmiyiz diye cevap vermiştik 13.08.2016 tarihili ve “Rusya ile ilişkiler ve boş hayaller” başlıklı yazımızda.

Neden bunun mümkün olmadığını merak edenler  bu yazımızı okuyabilir.

Ve bu gün baktığımızda aynen dediğimiz durum yaşanmakta.

Sonuç olarak Bulgaristan’da başlayan bu Rusya rüzgari “kelebek etkisi” teorisi ile  Doğu bloku ülkeleri ile  beraber eski Sovyet Cumhuriyetlerini  tekrar yüzünü Rusya’ya çevirmeleri ile devam edecektir.

Bu söylediklerimize itiraz edenler olabilir.

Onlara tavsiyemiz bu yazıyı iyi saklamalarıdır.