1048 yılında İran’da doğmuş şair, filozof, yazar, matematikçi ve astronomdur. İslam dünyasının altın çağında doğmuş, yaşamı boyunca iki alimin peşinden gitmiş, ilişkisini hiç kesmemiştir. Hasan Sabbah ve Nizamül mülk ile aynı medresede kalıp eğitim almıştır. Harezmi, İbni Haysem, Biruni gibi alimleri kendine örnek almıştır. Matematikteki Binom açılımını bulan ilk kişidir. Rubaileri ile de ünlü bir şairdir. Günümüzde de hala yazmış olduğu rubailer tartışılmakta ve okutulmaktadır. Geometri ve Cebir ile hayatı boyunca ilgilendi. Günümüzde kullanılan takvimlerden olan miladi ve hicri takvimin yanı sıra Celali takvimi bulan kişidir. Selçuklu hükümdarı olan Melikşah’a da danışmanlık yapmıştır. İbni Sina’dan sonra Doğunun yetiştirdiği en büyük bilgin olarak kabul edilmiştir. Ömer Hayyam bir çadırcının oğlu olduğu için Acem dilinde çadırcı anlamına gelen soyadını babasının mesleğinden almıştır. Yazdığı bilimsel içerikli kitaplar arasında İbni Sinanın Temcid (Yücelme) adlı eserinin yorum ve tercümesi, Cebir ve Geometri üzerine, Fiziksel Bilimler Alanında Bir Özet varlıkla ilgili Bilgi Özeti, Oluş ve Görüşler, Bilgelikler Ölçüsü, Akıllar Bahçesi yer alır. En büyük Eseri; Cebir Risalesidir. İran ve Doğu Edebiyatında Rubai türünün kurucusudur. Rubailerini yazarken oldukça kolay anlaşılan, akıcı ve açık bir dil kullanmıştır. Şiirlerinde gerçekçiydi. Yaşadıklarını ve Gözlemlediklerini olduğu gibi dile getirmiştir. Ona göre en şaşmaz ölçü akıl ve sağduyu olmuştur. İnsan oğlu gerçeğe ancak akıl yolu ile ulaşabilirdi. Şiirlerinde zamanın haksızlıklarını ve saçmalıklarını ince ve alaycı bir dille yermiştir. İnsan hayatının ana dokularına felsefi bir gözle bakmıştır. Ona göre gerçek olan yaşanandır. Dünyanın ötesinde ikinci bir dünya yoktur. İnsan yaşadığı sürece gerçektir, en şaşmaz ölçü iman değil, akıl ve sağduyudur. "Horasanın yıldızı, İran’ın ve Irak'ın dahisi, filozofların prensi Ömer" şeklinde anıldı. Nişaburda 83 yaşında hayata veda etti. En güzel anlamlı ve özlü sözlerinden bir ikisi: - Ey kör! Bu yer, bu gök bu yıldızlar, boştur boş! Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş! Şu durmadan kurulup dağılan evrende bir nefestir alacağın, O da boştur boş! Dünyada akla değer veren yok madem, aklı az olanın parası çok madem, getir şu şarabı, alsın aklımızı, belki böyle beğenir bizi el âlem! Saygılar…