Düşman puslu havayı sever. Aslında atasözü " Kurt puslu havayı sever"
Ama dünyayı kasıp kavuran salgının yansıması olarak global çapta ortaya çıkan ekonomik sıkıntılar doğal olarak ülkemizi de etkilemekte.
Bu tür buhranlı ortamlar da size dost olmayanlar için bulunmaz fırsattır.
Bu coğrafyaya geldiğimizden beri bundan rahatsız olanlar tarih boyunca bizi yok etmek için her türlü oyunlar oynamış oynamaya devam ediyor.
Bunlardan biri etnik ve mezhepçilik üzerinden yapılan kışkırtmalar dır.
Yıllarca bize bela edilen doğu bölgesindeki sorunlar ortada.
Karadeniz bölgesi de, batıda Trakya bölgesi de bunların hedef alanlarında.
Balkanlardan göç etmiş bazı etnik gruplar üzerinden çalışmalar da söz konusu. Belli odaklar bunların üzerinden değişik enstrümanlar ile etki alanı oluşturma peşinde.
En bilinen enstrümanların başında STK ve medya araçları gelir.
Bu yollar algı yaratma için en pragmatik ve etkili yollardır.
Pomak popülasyonu Balkanlarda yaşayan en eski topluluklardan biridir.
Her ne kadar zaman zaman bazı odaklar onları farklı etnik kimliklerden devşirilmiş gibi gösterme gayreti içinde olsa da Pomaklar kendilerine has kültürü ve gelenekleri olan ayrı etnik bir gruptur.
93 harbinden sonra Osmanlı Balkanlardan çekilme sürecine girince soydaşlarımızla beraber bir kısım pomak nüfus da göç ederek genelde Çanakkale ve Trakya bölgesine yerleşmişler.
Yüzyıllar boyu ortak paylaştıkları bölgelerde soydaşlarımız ve pomaklar her zaman barış ve kardeşlik içinde yaşamıştır.
Bu durum günümüzde de, gerek Balkanlarda, gerek ülkemizde aynı şekilde devam etmekte.
Ancak son yıllarda ülkemizde yaşayan pomaklarla birileri çok yakından ilgilenmeye başlamış ve özellikle Çanakkale ve Trakya bölgesinde yaşayan pomaklarla ilgili birileri bazı faaliyetler yürütme gayreti içine girmiştir.
Buna paralel olarak aynı odaklar pomakların arasından belli kişileri kullanarak enstitü başta olmak üzere değişik örgüt ve STK'lar kurdurmuşlardır.
Bunların ana hedefi pomak milliyetçiliğini körüklemektir.
Kullanılan kişilerin kimler olduğunu merak edenler bu örgütlerde yer alanlara ve bu yönde yayınlar yapanlara bakmaları yeterlidir.
Bunlar bir yerlerden beslenip gününü gün ederken gariban pomak halkı, özellikle Rodop bölgesinde yaşayanlar, zorlu şartlarda geçimini sağlama derdinde.
Ancak ülkemizdeki Pomak kardeşlerimiz bu tür yaklaşımlara prim vermeyeceklerine eminiz.
Sadece Pomaklar değil, aynı enstrümanlar kullanılarak, Balkanlardan göç etmiş başka topluluklar üzerinden de bu gayretler sözkonusu.
Ama bu tür gayretlerin başarı şansı da yoktur.
Sebebi de çok basittir:
Etnik aidiyet önemlidir ama gerçek dindar kişileri için her zaman ümmetçilik ağır basmıştır, ki İslamı kabul etmiş pomak kardeşlerimizin dini bağlılıkları çok derin ve güçlüdür.
Bundan dolayı etnik kökene dayalı ayrıştırma gayretleri içine giren kişilerle din uyuşmazlığı olduğundan başarılı olma şansları da olmayacaktır.
Balkan coğrafyası yüzyıllardan beri başkalarının güç mücadelelerinden dolayı ortaya çıkan ihtilaf ve yapılan savaşlardan bıktı.
Balkan halkları barış ve kardeşlik içinde yaşamak istiyor.
Hiç kimsenin aklında farklı düşünceler yoktur.
Bu barış ortamına ancak aşırı milliyetçi akımlar zarar verebilir.
Bu akımlara devlet yöneticileri söylem ve eylemleri ile prim yaptırmamalı.
Farklı amaçlar peşinde koşanların arkasında kimler olduğunu ve ne amaçladıkları konusunda burada ayrıntılara girmeye gerek yok.
Bazı STK ve yöneticilerinin de bu faaliyetlere katılarak bilerek veya bilmeyerek bunların niyetlerine alet edilmekte.
Bu faaliyetler yakından takip edilmekle beraber bazı STK yöneticilerinin bu alanlara girmeleri ciddi sıkıntılar yaşamalarına sebep olabilir.
Bu arkadaşlara tavsiyemiz bu konularda dikkatli olmalarıdır.
Evet, kurt puslu havayı sever ama kurt kurdu takip eder, köpekse elinde kemik olan herkesi.