Yazılarımızı takip eden okuyucularımız çok net hatırlayacaklardır.

Başkanlık ilk gündeme geldiğinden beri ısrarla bu sistemden en zararlı çıkanın bunu en çok isteyen olacağını, bundan öte en büyük zararı partinin göreceğini ama bunların yanında bu sistemin halkımızın yararına olacağını vurgulamıştık.
29.07.2017 tarihli "İktidara gelmek için parti şart mı?" başlıklı yazımızda ne demek istediğimizi anlatmışız.
Bu yazımızın kısa özetini hatırlatalım:
Yeni başkanlık sistemi ile artık iktidar olmak için parti kurup Meclis'te çoğunluk sağlamak mecburiyeti ortadan kalkmıştır.
Artık iktidar olmak çok daha kolaylaşmıştır.
Yeni sistemde başkan olmanız yeterlidir.
Her ne kadar bunun için en az yüzde 50 desteğe ihtiyaç olsa da iktidara giden yol çok daha kısalmıştır.
Parti kurma, teşkilat yapılarını oluşturma, üye toplama gibi zor ve zahmetli işlere gerek kalmadan iktidar olabilirsiniz.
Toplumda sevilen sayılan bir kişi, güçlü sivil toplum desteği ile bir anda başkan, yani iktidar olabilir. Yani seçimlere çok kısa süre kala bile böyle kişiler bir anda ortaya çıkıp başkan olabilir.
Bunun en bariz örnekleri ABD ve Fransa’da Trump ve Macron ile yaşandı.
Seçimlere bir yıl kala kimsenin aklından geçmeyen, kimsenin hesaba bile katmadığı kişiler bir anda devletin başına geçtiler.
Bundan dolayı ilk gündeme geldiğinden beri yeni sistemden en çok zarar görenin iktidar partisi olacağını ve bu işten en zararlı çıkanın bunu en çok isteyen olacağını vurgulamıştık da şimdi buralara girmeden devam edelim.
Parlamenter sistemde iktidar partisinin daha uzun yıllar iktidarda kalma ihtimalleri varken, en az yüzde 50 şartı olan bu yeni sistemde artık bu o kadar da garanti değil.
Parlamenter sistemde olayları kontrol altında tutma imkanları varken, yani muhtemel rakipleri iktidar olmak için parti kurma ve yüzde 10 barajını aşarak Meclis'e girme şartı aranan bir ortamda, başkanlık sisteminde buna gerek kalmadan çok daha kolay iktidar olma ihtimalleri ortaya çıkmıştır.
Başkanlık sistemini bundan dolayı başından beri ısrarla savunduk.
Vatana millete çok büyük hayırlara vesile olacak derken  kastettiğimiz sebeplerden biri buydu.
Yani herhangi bir partiye gerek kalmadan sıradan bir vatandaş da bir anda başkanlık yarışına girebilir ve bir anda kimsenin ummadığı şekilde başkan seçilebilir.
Bundan dolayı hem nicelik ve bunun ötesinde hem nitelik olarak muazzam potansiyele sahip göçmen camiasını bir araya toparlayacak çatının çok önemli olduğunu vurguladık hep.
Camiamız bunun bilincine varmalı ve buna göre hareket etmeli.
Neyi kastettiğimizin ayrıntılarını ileriki yazılarımızda devam edeceğiz.
Burada anlatmak istediğimiz...
Başkanlık sistemini getirerek daha uzun yıllar hüküm sürme ihtimalleri varken birilerinin hırsı yüzünden bu olasılığı yok etmiş olmalarıdır.
Yeni sistemde seçilme yeterliliğine sahip herhangi bir vatandaşımız yukarıda da bahsettiğimiz gibi bir anda başkanlık koltuğuna oturabilir.
Kimse de, bu işler o kadar kolay değil, demesin. 
Birileri her türlü hesap yapar ama her zaman göklerin hesabı tecelli eder.
“Allah izin verirse kısalır bütün yollar. Kısmetinse eğer, önünde durabilir mi dağlar.”  
Bu işler işte bu kadar da kolaydır.
İki yıl önce paylaştığımız yazımızda camiamıza da değinmemiz, birlik beraberlik için çaba sarfetiğimiz bu günlerde bu camianın muazzam potansiyeline vurgu yapmak isabet olmuş.