Değeri ölçülemez olan varlığa verilecek daha büyük bir hediye yok, henüz keşfedilmedi!  Dünyaca benimsenen; Mayıs'ın 2. pazar gününde yine annelerimize koşacağız...Her güne ait olması gereken değeri daha güçlü duygu ile vurgulayacak, sadakatin en vefalı örneği ile anımsayacağız.

Tüm özel günler gibi, anneler günü de bir sevgi günüdür. Materyalist değerlerle beslenen Tüketim Toplumunda bu özel günler tüketimi körüklemek amaçlı kullanılmaya çalışılıyor.

"Sevginizi hediye ile gösterin" reklamları cazip gelse de,

maddileştirilen değerin ışıltısı anlıktır ve çabuk söner!

Materyalist değerlere göre;

Yaşamın bütün açıklamaları maddeye indirgenmiştir...

Büyük olan daima en iyi olandır...

Ölçülemeyenin değeri yoktur...

Her değer, ekonomik olanla ifade edilir...

Kısacası; saygınız ve sevginizi metalaştırın... Tüketim toplumunda gereksinme ile istek karıştırılır bir birine.

Gereksinme; bir eksikliğin giderilmesidir.İstek ise; gereksinme olmadan bile, bir şeye karşı arzu duymaktır.

Çıkarsız, ilgi ve sevgisini veren o muhteşem insanın ilgi çekmesi için tek bir şaşaalı güne ihtiyacı yoktur!

Onun tek isteği sadece Anneler Günü'nde hatırlanmak değil, herzaman, her yerde, her yaşta sevildiğini sayıldığını, mutlu edilmek için uğraşıldığını bilmesidir. Çocuğunun mutluluğu ile mutludur anne. Topluma faydalı bir birey olarak yetiştirdiği ve yetiştirirken çektiği zahmetin ödülü olarak gördüğü mutluluktur annenin başarısı. Bize bunca hizmet veren, kol kanat geren annenin tek ümidi ve dileği;

Saygılı, sevgi dolu, uyumlu, ailesine çevresine ve topluma, faydalı bir birey olarak görmesidir.

Çocuk anne karnına düşer düşmez, annelik duygusunu kazanır kadın...

O duygu emekle olgunlaşır, yeri doldurulamaz sevgi örneği ile duygusunu pekiştirir.

9 ay canında can taşıyan, kanından kan katan, doğuran anne;

Sütüyle besler, yedirir, içirir, yıkar giydirir ve büyütür.

Geceleri yarı uyur uyanık yatar...Gündüzleri aç mı, susuz mu, neşeli mi, üzgün mü diye düşünen, tasalanan insandır anne.

Çocuğu hastalanınca, başucundan ayrılmayan, hep diken üstünde duran kişidir anne.

Bebeği emeklerken yüreğini yere seren,

Yürürken elinden tutan,

Koşarken dizlerine kapak olan,

Zararlı davranışlardan sakınan,

Kötülüklerden koruyan,

Hayata hazırlayan, ilk öğretmenimiz, kanatsız meleğimizdir anne.

Gülücüklerimizle coşan, gözyaşımızla kahralon, evladı için varolan,

Bitmek tükenmek bilmeyen yegane hazinedir anne.

Kaç yaşımıza gelirsek gelelim, "anne"nin sıcaklığını hissetmek isteriz, şefkatine ihtiyaç duyarız. Hayatın her döneminde; her zorlukta, her engelde, kedere maruz kalan günlerde, sevince ait yarınlarda, muhtaç kaldığımız insanın önüne dünyaları sersek hakkını ödeyemeyiz.

Herkesin bir annesi var, belki yakınında belki uzağında! Benimde yanımda duran değer ile  uzağımda olan annemi, acısı azalsa da yerini derin bir boşluk ve özleme bırakan buruklukla yad ediyorum.

"Kızı olmayan anneye evladı olmayan anne derler" derdi annem...

Kız evladını koruyup kollamak, yetiştirmek daha zahmetli hatta hayatın en zor ve de en büyük başarısı diye tasalanan bir düşünceydi sanırım! Belki de 21 senedir yaşadığı yerden endişeleniyor, düşünüyordur kim bilir!

"Küçükken düşerdim dizlerim kanardı 'öpeyim de geçsin son beşiğim, tekne kazıntım, turfandam, lokum topağım derdin ve sen öpünce geçerdi. Sen gittikten sonra artık kanayan dizlerim değildi, kanayan yüreğimi öpeyim de geçsin diyen olmadı annem."

Bütün anneler yüreğinizden öpenleriniz çok olsun, dünya meleklerimiz gününüz en güzelinden olsun.

Dünya sizlerle anlamlı, cennet sizlerle taçlanacak!" Yarından önce ben söylemek istedim "Anneler Günü"nüz kutlu olsun.