Çanakkale Savaşı'nda en çok şehit veren il Bursa'dır.

Bu zaferin 103. yıldönümündeki kutlama programında Bursa Seyyar Jandarma Taburu temsili olarak bugün kanla sulanan o topraklarda olacak. Biz de nasip olursa bu topraklardan Fatihamızı şehitlerimizin ruhuna göndereceğiz... Bu topraklar her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının ziyaret etmesi gereken, bir milletin devlet olma yolundaki çimentosunun ilk adresidir... Bu vesileyle Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin bugün konvoylar halinde Çanakkale'ye gitmesi sosyal hizmet anlamında büyük değer taşıyor...

                               ***

103 yıl önce yazılan destanları, yaşanan kahramanlıkları unutmak mümkün mü?

İmaninanç, vatan sevdasıyla yoğrulmuş sonu muzafferiyet olan bir savaştır Çanakkale...

Bu vesileyle sizlere hepimizin dilinde ve gönlünde olan Çanakkale Türküsü’nün hikayesini aktarmak istiyorum bugün.

Türkünün kaynağı bir mektup. Bu mektuptan Emrullah Nutku’nun “Çanakkale Şanlı Tarihine Bir Bakış” adlı kitabında bahsedilmekte. Mektubun sahibi, kitabın yazarı Emrullah Nutku’nun kardeşi Seyfullah’tır. 1903 yılında doğan Seyfullah, savaştan önceki dönemde Çanakkale Sultanisi adı verilen o dönemin lise 1. sınıf öğrencisi. Seyfullah’ın mektubu üzerinde 29 Eylül 1914 tarihi bulunmakta ve Çanakkale’den gönderdiği mektupta annesine seslenir.

“Sevgili Anneciğim,

İki yıldır ayrı yaşadığımız bu hayat artık bitiyor. Sana ve aileme kavuşacağım için çok mutluyum.

Okulumuz artık hastane olacağı için bizi İstanbul’daki okullara göndereceklermiş. Öğretmenlerimizin büyük kısmı da askere gidiyor, üst dönemlerdeki ağabeylerimiz ise gönüllü olarak askere gideceklermiş. Türkçe öğretmenimiz bugün sınıfa geldi ancak çok durmadı, o da bize veda etti. Giderken bize vakti geldiğinde vatana yapılan hizmetin okulda verilen hizmetten daha kutsal olduğunu söyledi.

Kısa zaman önce sokaklardan askerler geçmeye başladı. “Çanakkale içinde Aynalı Çarşı, Anne ben gidiyom düşmana karşı” türküsünü söyleyerek yürüyorlar. Kimileri at sırtında kimileri develerle yol alıyorlar. Top arabaları ve mekkareler de onlara eşlik ediyor. Savaş çıkacağını söylediler. İngiliz ve Fransız gemilerinin boğazda dolaştığını duyduk. Gemiler buraları vuracakmış, ancak yakında İstanbul’a gideceğimiz için ben bunları göremeyeceğim. Oysa görmek isterdim. Sonunda size kavuşacağımı biliyorum.

Babamın ve siz anneciğimin ellerinden öperim, kardeşlerime selam ederim.

Oğlunuz Seyfullah”

İkinci bir rivayete göre ise Çanakkale Türküsü’nün hikâyesi şöyledir:

  1. Dünya Savaşı sırasında dünyanın birçok yerinde birçok cephe vardı ve Çanakkale bunlardan sadece biriydi. Savaş verilen olağan cephelerden biri gibi gözükse de Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasında Çanakkale’de verilen bu savaş diğer cephelerden çok daha fazla önem taşır.

Çanakkale Cephesi o kadar önemlidir ki, dünya tarihini etkilemiştir. Türk milletinin yoksulluk içinde, imkânsızlıklarla savunmaya çalıştığı topraklarında kazandığı çok büyük bir zaferdir. Üstelik Türk askerlerinin savunduğu topraklar tüm dünya için de çok değerli topraklardır. Dünyanın diğer ülkeleri de bu topraklarla yakından ilgilenmekte ve savaşın akıbetinden etkilenmektedir.

Bizim açımızdan bu savaşın en önemli yönü Türk milletine mücadele edecek gücü ve bilinci kazandırmış olmasıdır.

Milli mücadelenin ilk örnekleri bu cephede görülmüştür ve belki de Türkiye Cumhuriyeti’nin temelleri burada atılmıştır.

Çanakkale Türküsü de bu önemli ve zorlu savaşta şehit olan binlerce askerimiz için söylenmiştir.

                               ***

Yaşadığımız vatan toprağının kıymetini bilenlerden olalım.

Bize düşen Çanakkale Türküsü’nü de, ülküsünü de, tarihini de, şanlı mücadelesini de, gizli kahramanlarını da unutmamak ve unutturmamaktır.

Vatanın kurtuluşuna canlarını feda eden aziz şehitlerimizi, gazilerimizi, isimsiz kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyoruz.

Bu vesile ile ruhlarına bir Fatiha daha...