Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından biri obezite.

Diyabet, yüksek tansiyon, uyku apnesi, bel fıtığı gibi her biri kişilerin hayat standardını fazlasıyla olumsuz etkileyen sorunlara sebep olan bir hastalıktır obezite.

Buna paralel olarak her geçen gün artan bu soruna alternatif çözümler üretilmekte.

Bu seçeneklerden biri mide küçültme ameliyatlarıdır.

Bu konuda değişik teknikler olmakla beraber hangi yöntemin uygulanacağı her kişinin kendine özel durumuna ve belli değerlendirmelere göre karar verilir.

Hangi yöntem uygulanırsa uygulansın hedef aynıdır:

Kişinin zayıflamasını sağlamak.

Burada şunu belirtmekte fayda olabilir.

Bu ameliyatlar kişiyi ideal kilosuna ulaştırmak için yapılan ameliyatlar değildir.

Obezitenin yol açtığı sorunları ortadan kaldırmak veya hafifletmek için yapılan operasyonlardır.

Birçok kişi bu tür ameliyatlara kozmetik açıdan başvurmakta ancak bu operasyonlar hastaların sağlıklı yaşam sürmelerini sağlamak için yapılır.

Yani her isteyene bu yöntemler taşıdığı riskler açısından uygulanmaz.

Ancak Dünya Sağlık Örgütü’nün bildirdiği kriterlere göre bu tür cerrahi işlemler uygulanır.

Diğer yandan bu tür uygulamaları "sihirli değnek" gibi düşünmemek lazım.

Ameliyat sonrası gerekli diyet ve egzersiz programları uygulanmazsa yapılan bu işlemin hiçbir ehemmiyeti yoktur.

Kısa süre içinde operasyon yapılan kişi yine eski haline döner.

Ama bu tür ameliyatlar için asıl sorun, gerek ameliyat esnasında, gerek ameliyat sonrasında ortaya çıkabilecek potansiyel risklerdir.

Bu riskler çok ciddi sonuçlara sebep olabildiğinden bu cerrahi işlemler kâr-zarar açısından her geçen gün daha tartışılır hale gelmeye başlamıştır.

Obezite ameliyatlarından sonra olmazsa olmaz diyet ve egzersizdir.

Bunlar yapılmadığı takdirde bu ameliyatların hiçbir anlamı yoktur.

Ama zaten obez kişiler yediğine içtiğine dikkat ettiğinde ve yeterli günlük aktivitede bulunduğunda belli süre sonra obez durumdan kurtulmaya başlar.

Belki süre biraz daha uzun olabilir ama sabırla belli rejimleri uygulayanlar istedikleri sonuçları alabiliyor.

Mide küçültme olayı işin kolayına kaçmaktır.

Ama buna rağmen verilen diyete dikkat edilmez, önerilen egzersizler yerine getirilmezse bu ameliyatlar boşa girilen riskten başka bir şey değildir.

Çevremizde bu ameliyatları geçiren kişilere baktığımızda kısa vadede belli bir etkisi var gibi görünse de orta ve uzun vadede aynı durumlara geri dönülmesinin yanı sıra ameliyatın verdiği değişik yan etkiler de ortaya çıkmaya başladığına şahit olduk.

Tanıdığımız hiç kimse arzulanan sonucu elde edememiştir.

Bu gerçekler doğrultusunda, taşıdığı büyük riskler de göz önünde bulundurulduğunda, son zamanlarda bazı istisnai durumlar hariç bu operasyonlar etkinliği açısından gelişigüzel yapılması ciddi şekilde tartışılmaya açılmıştır.

Zira bu tür ameliyatlar hasta açısından son derece ciddi komplikasyonlara sebep olmasının ötesinde önemli oranda ölüm tehlikesine sebep olabilmekte.

Bunların dışında mide küçültme gibi ameliyatlar midenin fonksiyonunu da önemli ölçüde bozmakta.

Sonuç olarak bu tür ameliyatların endikasyonları kâr-zarar kriterlerine göre daha kontrollü ve dikkatli belirlenmeli.