Eskiden insanlar birbirine söz verdiklerinde yerine getirmek namus meselesiydi.

Şimdi bakıyorum da söz sözde bir hale dönüştü. 
İnsanlar unutkan mı, işine gelirse modunda mı ya da baştan savmak için söylenen laf olarak mı kullanıyor, belli değil. 
Şahsım adına söz verip tutamazsam rahat uyuyamam. 
Bu dünyada sözünüzü tutamazsanız öbür dünyada gerisini siz anladınız. 
İnsanlıktan nasibimizi alsak kaç yazar, baksanıza manevi değerlerimiz git gide yok oluyor. 
Özellikle saygı ve sevgi. 
İnsanlar saydığı sevdiği insanın sözüne güvenir oysa. 
Gitgide yok ediyoruz bu manevi değerlerimizi. 
Ne verdiğimiz sözleri tutabiliyoruz ne de hatırlayabiliyoruz. 
En kötüsü de o sözden insanların beklentisi. 
Çünkü beklentiyi alamamak içten içe üzer insanı. 
Duygularını karıştırır nefret, sevgi ve kini bir araya getirir. 
Hep derler kimseden bir şey beklemeyin diye ama söz verilmiş gel de bekleme. 
Belki bu tutulamayan sözler üzdü bizi. 
Beklentilerimiz yıktı. 
Söz sadece bir kelimeden ibaret değil davranış biçimidir ayrıca. 
Misal maddiyata bile o kadar yöneldik ki insanlar hep çıkar düşünür oldu. 
Paylaşmayı sevmiyor kimse. 
1 liranın hesabını yaparlar. 
Cimrilik zengin etmez, insan kaybettirir. 
Paranız olsa kaç yazar keyifle harcayabileceğiniz insanlar yanınızda olmadıktan sonra. 
Borçlar da sözler gibidir unutulur. 
Veren unutmaz genelde alan unutur. 
Borç ve söz genelde istenmez. 
İnsanın içinden gelmelidir biri içten tutulur diğeri verilir.
İnsanlar kafasında kurar hesapları. 
Bu hesap oysa insanın kendi kendine boş kurduğu ve diğer tarafın haberi olmadığı şekilde olur. 
Sonuçta anı yaşamak kadar güzeli yoktur. 
Malum bir daha mı geleceğiz dünyaya. 
Yeter ki şu hayatta tutamayacağınız söz vermeyin, kalp kırmayın.