Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2019 Şubat ayı işgücü istatistiklerini dün paylaştı.

Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2019 yılı Şubat döneminde geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 376 bin kişi artarak 4 milyon 730 bin kişi oldu. 
İşsizlik oranı 4,1 puanlık artış ile yüzde 14,7 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 4,4 puanlık artış ile yüzde 16,9 olarak açıklandı.
Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 7,1 puanlık artış ile yüzde 26,1 olurken, 15-64 yaş grubunda bu oran 4,1 puanlık artış ile yüzde 15 olarak gerçekleşti.  
Mukayese edebilmek adına geçmiş yıllardaki işsizlik rakamlarını bir kez daha hatırlatalım.
2018 yılında 3 milyon 537 bin kişi işsiz; işsizlik oranı yüzde 11
2017 yılında 3 milyon 454 bin kişi işsiz; işsizlik oranı yüzde 10,9. 
2016 yılında 3 milyon 330 bin kişi işsiz; işsizlik oranı yüzde 10,9.
2015 yılında 3 milyon 57 bin kişi işsiz; işsizlik oranı yüzde 10,3
2014 yılında 2 milyon 853 bin kişi işsiz; işsizlik oranı yüzde 9,9. 
İstihdam edilenlerin sayısı 2019 yılı Şubat döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre 811 bin kişi azalarak 27 milyon 355 bin kişi, istihdam oranı ise 1,8 puanlık azalış ile yüzde 44,8 oldu.
Bu dönemde, tarım sektöründe çalışan sayısı 296 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 514 bin kişi azaldı. İstihdam edilenlerin yüzde 17,1'i tarım, yüzde 19,7'si sanayi, yüzde 5,4'ü inşaat, yüzde 57,7'si ise hizmet sektöründe yer aldı. 
Şubat 2019 döneminde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olmadan çalışanların oranı, bir önceki yılın aynı dönemine göre 1,3 puan artarak yüzde 33,5 olarak gerçekleşti. 
Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı verilerine göre, 2019 yılı 1. döneminde toplam kamu istihdamı 2018 yılının aynı dönemine göre yüzde 21,6 oranında artarak 4 milyon 517 bin kişi oldu. 
Birçok sektörün lokomotifliğini yapan inşaat sektörüne bilen bilmeyen, parası olan olmayan herkes girince ve diğer sebepler de eklenince sektörde delikler açıldı ve su aldı. Tamirat ve tadilatı ise oldukça vakit alacak.
Bu da işsizliğin körüklenmesine neden oldu.
Elbette her şeyi inşaat sektörüne bağlayamayız.
Yıllardır işsizliği konuşurken bir taraftan da işverenlerin çalışacak kalifiye eleman bulamama feryadı var.
Hem kalifiye hem de kaliteli ‘El-eman’ bulmanın çok da kolay olmadığını siz de biliyorsunuz.
Üniversite mezunlarının çok olması bu işi çözmedi ve çözemeyecek gibi de duruyor.
Üniversitedeki eğitim ve öğretimimizi gözden geçirmemiz şart.
Meslek liselerimizde kaliteli ve bilinçli kalifiye eleman yetiştirmemiz gerekiyor.
Herkes üniversite mezunu olmak zorunda değil ancak herkes bir meslek sahibi olmak zorunda.
Bir iş sahibi ve meslek sahibi olsunlar diye verilen krediler ve destekler heba edilmemeli.
İşveren para basan bir kurum olarak görülmemeli. 
İşverenin dertleriyle devlet dertlenmeli.
İşçileri sömüren işveren görünümündekilere fırsat verilmemeli.
Hakkıyla, hukukuyla, birikimiyle, tecrübesiyle, üretimiyle, kalitesiyle, markasıyla, sermayesiyle, istihdama katkısıyla, ödediği vergilerle dürüst işverenlere dış pazarlarda malını, hizmetini pazarlayabilmesi için başta pasaport olmak üzere birçok kolaylıklar ve teşvikler olmalı.
Kayıt dışı ekonomi sebepleri ortadan kaldırılmalı.
Memur ile işçi arasındaki emekli maaş farkı uçurumu gözden geçirilmeli.
Çoğunluğun hedefi memur olmaması için iş dünyasında işveren hakları ile işçi hakları özendirici olmalı. 
Ülke olarak tarım ve tekstilde hem kendimize yetecek hem de dış ülkelere bolca ihracat yapacak şekilde yeni planlar yapmalıyız.
İl il üretim plan stratejilerini yeniden ele almalıyız.
Elimizdeki toprak, imkan ve insan gücüne baktığımızda günün teknolojisi ile harmanladığımızda kaliteli üretim, planlı bir pazarlama ile Türkiye’de işsizlik kalmaz.
El ele vererek milli ve yerli üretimi artırarak, aynı zamanda tüketim tercihlerimizi gözden geçirerek işsizliği kökten çözeriz.
İşsizlik kar tanesi gibidir. Biriktirdikçe ve yuvarladıkça ortaya kocaman kartopu olur.
Siz ona soğuk davrandıkça onu yok edemezsiniz.
Ancak işsizliğe güneş gibi olursak o dev kartopu bile dayanamaz erir gider su olur.
Yeter ki samimiyetle isteyelim ve yapalım. 
Yeter ki adilce paylaşımı bilelim ve yapalım.
Yeter ki işsizliği kendimize dert edinelim.
Yeter ki üreticinin önünü açalım ve engeller koymayalım.
Yeter ki güneş olalım ve dünyamızı aydınlatalım.