“Yıldırım’a Aktif Emeklilik Merkezi” iyi gelecek diyorum. “Benim de bu konuyla ilgili planlarım var” diyor. Planını ne olduğunu soruduğumda emeklilerin zaman geçireceği “Emekliler Kıraathanesi” açmayı düşündüğünü söylüyor. Emekliler konu olduğunda ilk akla gelen huzurevleri ve kıraathaneler…

Ne gördüğünüzü ne düşündüğümüz, nerede durduğumuz ve nasıl baktığımız belirler. Bazı şeyler zihniyet değişimi olmadan gerçekleşecek gibi gözükmüyor. Bir çok konuda olduğu gibi yaşlılara yaklaşımın değişmesi de köklü bir paradigma değişimiyle mümkündür.

Neden Aktif Emeklilik Merkezi?

Belediyeler görev tanımları içerisinde yer alan eğitim ve diğer sosyal konularda çocuk, genç ve kadın için azami çaba harcarken yaşlılar için aynı özeni gösterilmiyor. Emeklilerin akran guruplarıyla zaman geçirecekleri, fiziksel ve zihinsel gelişimlerini sürdürecekleri, bilgi beceri ve tecrübelerini genç nesillere aktaracakları mekanlar bulunmamaktadır.

Son iki yılda dünyayı etkisi altına alan COVİT 19 salgınına rağmen tıbbi ve teknolojik gelişmelere bağlı olarak bulaşıcı hastalıkların azalması, gelişen tedavi yöntemleri ile kronik hastalıklarda dahi ölüm oranlarının azalması ve ötelenmesi, dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşlı nüfusu giderek artırmaktadır. Gerekli tedbirlerin zamanında alınmaması da bazı problemleri beraberinde getirmektedir.

Emeklilikte sosyal statüdeki değişme, bu değişime bağlı olarak konumdan kaynaklı etki ve saygınlıktaki azalma, gelir düzeyindeki düşüş, fiziksel aktivitelerdeki gerileme, üretim kapasitesinin azalması, kronik hastalık kaygısı gibi durumlar maddi ve manevi açıdan olumsuz duyguların gelişmesine kapı aralıyor. Aktif bir konumdan pasif bir konuma düşmek, eskisi kadar etkin olamamak yaşlı bireylerin yaşamdan aldığı doyumun azalmasına sebep olmaktadır. Sosyal çevreden koparak izole bir duruma düşmek yaşlıdaki yalnızlık duygusunun tetiklemekte, kendini daha fazla dinlemesine, buna bağlı olarak da fiziksel ve ruhsal hastalıklara zemin hazırlamaktadır.

Yapılan çalışmalar üretken olmayı beceren insanlar daha geç yaşlanmakta olduğunu göstermektedir. Fiziksel hareketlerde yavaşlama olsa da yaşlılar deneyim ve birikimleriyle üretkenliklerini sürdürebilirler. Üretkenliği devam eden ileri yaştaki bireylerin hayat kalitesinin üretmeyenlere, izole olanlara oranla daha yüksek standartta olduğu herkesçe bilinen bir gerçektir. Çalışma hayatına devam eden, sosyal hayattan kopmayan, konum kaybetmeyen yaşlı bireylerin fiziksel olduğu kadar zihinsel ve psikolojik açıdan da iyi olduğu gerçeği göz ardı edilemez. Çevremizde örnekleri azımsanamayacak kadar fazladır.

Sınırları içerisinde yaşayan vatandaşların spor yapmasını teşvik etmek, mesleki beceri kursları açarak belli alanlarda beceri kazanmalarını sağlamak, sosyal yardım faaliyetlerinde bulunmak, kültür sanat ve turizm alanında etkinlikler yapmak veya yapılmasına yardımcı olmak belediyelerin görevleri arasında yer almaktadır.

Ottowa Sözleşmesi’nde “Sağlığı geliştirme için beş anahtar strateji” den ikincisi “Destekleyici çevreler yaratmak” tır. Belediyelerin asli görevinin sınırları içerisinde yaşayanların hayatlarını kolaylaştırmak olduğuna göre, aktif emeklilerin hayatlarını kolaylaştırmak, fiziksel ve ruhsal sağlıklarını koruyarak tecrübelerinden yararlanılacak ortamlar oluşturmak da belediyelere düşer.

Aile içerisinde bir kişinin bakıma muhtaç hale gelmesi o ailedeki her ferdi etkilemekte ve hayatlarını kısıtlamaktadır. Yaşlılarımızın sağlığını korumak ve sağlıklı yaş almalarına zemin hazırlayacak ortamları oluşturmak kendi gelecekleri kadar ailelerinin de geleceğine olumlu katkı sunacaktır. Neticede sağlık giderleri azalacak ekonomik açıdan da fayda getirecektir.

Olumlu düşünce sağlık üzerinde iyileştirici etkiye sahipken, olumsuz düşünce ve beklentiler de hastalıklara davetiye çıkarmaktadır. “Yarına olan umudumuz, bu günkü enerjimizin yakıtıdır.” Umudu beyaz boyaya, kaygıyı da siyah boyaya benzetecek olursak, içerisine birkaç damla siyah boya döktüğümüz beyaz bidonunda beyazdan eser kalmadığını da görürüz. Olumsuz düşünce de olumlu düşünce üzerinde bu kadar etkilidir.

Aktif Emeklilik Merkezileri, emeklilerin akran guruplarıyla iyi bir hayat felsefesi oluşturmalarına zemin hazırlayabilir. Bu da üretkenliği sürdürmenin, birikimlerini genç nesillere aktarmanın yanında keyifli, fiziksel ve psikolojik açıdan doyum alacakları bir yaşlılık geçirmelerini sağlayabilir.