‘Gel ne olursan ol yine gel! İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir. Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Şu tertemiz tarlaya sevgiden başka bir tohum ekmeyiz biz... Beri gel beri! Daha da beri! Niceye şu yol vuruculuk? Mademki sen bensin, bende senim, niceye şu senlik benlik.’

Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız! Bizim mezarımız âriflerin gönüllerindedir. Şiirin içeriğini anlayıp hayran kalmamak imkansız, akli selim sahibi olan insan bu sözleri kendine sahiplenmeli, mutlaka okumalı, kendini sevmeli, af etmeli, bağışlamalıdır. İnsanların tüm hatalarına, yanlışlarına, yoldan çıkmalarına karşın, doğruyu bulup, tövbeyi ettiği anda Allah’ın af edici, bağışlayıcı merhameti bol, esirgeyen, koruyan, görüp gözeten, himaye eden, sahip çıkan olduğunu her an hatırlamalı insan. Ne yaparsak yapalım kalben pişman olduğumuz anda, tövbe etmeyi unutmayalım. Ne kadar tövbe edersek edelim, defalarca hatalarda yapsak, yaramaz çocukların korktukları anda annelerine sığındıkları gibi bizlerde Yaradanımıza sığınalım. Samimi duygularla, içten yaptığımız, istekler, ne yaparsak yapalım kendimizi af ettiririz. Yeter ki bunu ölmeden önce yapalım. Ölüm anında, son nefesimizi verme anında olmasın ki tövbe kapımız açık olsun. Mevlana aşığı olan insanların özü de sözü de birdir, ne derse o dur. Aşk yaşayalım, doğru aşkı bulalım, gerçek Aşkı yaşayalım. Saygılar…