Bir süredir yeni ekonomik program çerçevesinde başı boş bırakılan döviz nedeniyle son haftalarda yaşanılan aşırı yükselmelere ek olarak bazı stokçularında ellerine geçen ilk fırsatta eski zamanları hortlatırcasına ortaya çıkmaları geniş halk kesimlerini oldukça rahatsız etmiş durumda. Bilhassa temel gıda maddelerindeki aşırı artış bunun etkisini çok daha fazla hissettirmiş durumda. Geçen hafta da bahsettiğim üzere temel gıdalar bilhassa unun fiyatının bu kadar yükselmesi Türkiye gibi ihtiyacının fazlası buğday üreten ve ihraç eden ülkeye gerçekten yakışmıyor. Bu süreçte stokçulara verilen cezaların arttırılmasına yönelik madde TBMM’den geçti. Bu kısa vadede işe yarar mı yaramaz mı bilemem ama bu konuda dar kesimli ailelerin mutlaka rahatlatılması gerekmekte.200 gr’lık ekmeğin 3-3,5 lira olması Türkiye’de gerçekten inanılmaz. Sadece çıkarılan kanun maddeleriyle bu mücadele yeterince olamaz. Bu durumun kesin çözüme ulaşılabilmesi için insanların vicdanlarının da duyarlı olması gerekmekte. Geniş halk kesimleri için bir somun ekmeğin fiyatı çok önemliyken, bu stokçuların bunu anlamaları imkansız. Son tahlilde 20 yıllık emeğin heba olmaması için mutlaka bir an önce hem döviz kurlarındaki oynaklığın hem de istikrarsız fiyatlamaların makul bir seviyelere çekilmesinin önü açılmalı, bu kapsamda Merkez Bankası’nın perşembe günkü faiz açıklamasının ülkenin kısa vadede bir döviz atağında işlerin iyice sarpa sarmaması için bu ay es geçmesinin çok daha mantıklı olacağı kesindir. Bu konuda benim de nacizane fikrim bu yöndedir. Daha fazla ekonomik dengelerin alt üst olmaması için bu şekilde Aralık ayının atlatılması çok yerinde olacaktır. Bu durum hem dövizin hem de hayat pahalılığının bir nebze olsun ateşini düşürecektir.